Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/19787 E. 2013/18474 K. 30.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/19787
KARAR NO : 2013/18474
KARAR TARİHİ : 30.12.2013

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki istihkak iddiasının reddi davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı alacaklı vekili, … 13. İcra Müdürlüğünün 2011/5418 sayılı takip dosyasından 17.11.2011 tarihinde haczedilen menkullerin borçluya ait olduğunu, haczin tebligat yapılan daha önce borçlunun faaliyet gösterdiği adreste yapıldığını, davalı 3.kişi ile borçlu arasındaki ilişkinin örtülü işletme devri niteliğinde olduğunu, İİK’nun 44. Ve BK’nin 179. maddesi uyarınca işletmeyi devralan 3.kişinin işletmenin borçlarından sorumlu olduğunu ileri sürerek 3.kişinin istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı 3.kişi vekili, işyerinin boş olarak kiralandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı borçlu davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, haczin, 3. kişinin iş yerinde yapıldığı, ispat yükünün davacıda olduğu, davacı vekilinin delillerini sunmak için süre istemiş ise de HMK’nda delillerin dava dilekçesi ile birlikte sunulması gerektiği, delil sunmayan davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, alacaklının İİK’nun 99. maddelerine dayanan istihkak davası niteliğindedir.
Dava konusu haciz, 17.11.2011 tarihinde takibin dayanağı olan senette yazılı olan adreste yapılmıştır. Haciz adresinde borçlunun, haciz öncesinde faaliyet gösterdiği taraflar ara-
sında uyuşmazlık konusu değildir. İİK’nin 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararınadır. Aksinin davalı 3.kişi tarafından güçlü ve inandırıcı delillerle ispat edilmesi gerekir. Davalı 3.kişi, haciz adresindeki faaliyetine borcun doğumundan sonra başlamıştır. Üçüncü kişinin dayandığı adi nitelikli sözleşmesi istenilen her kişi adına düzenlenebilen, borcun doğumundan sonraki tarihi taşıyan faturalar da karine aksini ispata yeterli değildir. Bu durumda, davalı 3.kişi, karine aksini ispat edemediğinden, davacı alacaklının açtığı davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, ispat yükünün alacaklı tarafta olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan Harcın istek halinde temyiz eden davacı alacaklıya geri verilmesine 30.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.