Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/19714 E. 2013/17657 K. 16.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/19714
KARAR NO : 2013/17657
KARAR TARİHİ : 16.12.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-

Davacı vekili, dava dışı borçlu …’ın aleyhine açılan … 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/33 Esas sayılı dava sonucu hükmedilmesi muhtemel tazminat ve tapu iptali tescil davasının sonucunu imkansız hale getirmek amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 22.1.2010 tarihinde davalı …’a sattığını belirterek davalılar arasındaki muvazaalı taşınmaz devrine ilişkin işlemin iptali ile dava konusu taşınmazın dava dış… adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını, dava konusu taşınmazı 22.1.2010 tarihinde iyiniyetle ve 200.000,00 TL bedelle aldıklarını,davacının dava konusu taşınmazın kendisine satıldığı yönündeki iddiasına ilişkin olarak sunduğu 4.6.2002 ve 21.8.2009 tarihli adi satış vaadi sözleşmelerinin geçerli olmadığını, davacının anılan taşınmaz üzerindeki marangoz atölyesinde 17.2.2006 tarihli kira sözleşmesi ile kiracı sıfatıyla bulunduğunu, taşınmazı satın aldıktan sonra davacı aleyhine açtıkları dava ile tahliyeye karar verildiğini ve taşınmazın davacı tarafından fiilen 28.2.2012 tarihinde tahliye edildiğini, davacıya 1.3.2012 tarihinde çektikleri ihtar ile taşınmaz üzerine yaptığı marangoz atölyesindeki malzemelerini almasını istediklerini, davacının dava dışı …’ın dayısı olduğunu ve 5.000,00 TL alacak için bu davayı açtığını, …’nın borcunu ödemek
istemesine rağmen davacının ödemeyi kabul etmeyerek eldeki davayı kötüniyetle açtığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre; davacı vekilinin dava konusu taşınmazın 1972 yılında köy senedi ile müvekkiline zilyetliğinin devredildiğini iddia ettiği, bahsettiği olaylardan tescil talebinin TMK’nun 713.maddeye dayandığı, taşınmazın tapuya kayıtlı olduğu ve tapu maliklerinin ve mirasçılarının sağ olup taşınmaz 20 yıl içinde intikal gördüğünden esasen TMK’nun 713.maddesindeki hiçbir hükme dayanarak davacının tescil talep edemeyeceği, eski malik … ile yaptığı satış vaadi sözleşmesi adi surette olup buna dayanak da davalıya karşı tescil talebinde bulunamayacağı, hukuki sebep olarak ileri sürdüğü İİK 277-280 maddeler dayalı olarak iptal davası açamayacağı, zira ortada başlatılmış bir icra takibi ve alacaklıdan kötüniyetle mal kaçırmamak isteyen borçlu sözkonusu olmadığı,yine davacının dayandığı Borçlar Kanununun 96. maddesine de dayanak tapu iptalinin olanaksız olduğu davacının davasının hiçbir geçerli hukuki dayanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, Borçlar Kanununun 18.maddesi gereğince muvazaa hukuksal sebebine dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkindir. (Türk Borçlar Kanunun 19.maddesi).
Bir davada öne sürülen maddi olguların hukuki nitelendirilmesini yapmak, uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak hakimin doğrudan görevidir (HMK’nun madde 33). Somut olayda dava dilekçesindeki ileri sürüş biçimine göre dava hukuksal nitelikçe Türk Borçlar Kanununun 19 maddesinin özüne ve sözüne uygun muvazaa nedeniyle tapu iptali tescil istemine ilişkindir. Kural olarak 3.kişiler, danışıklı işlem nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilir. Çünkü danışıklı bir hukuki işlem ile 3.kişilere zarar verilmesi onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir. Ancak 3.kişinin danışıklı işlem ile haklarının zarara uğratıldığının benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan alacaklı olması ve danışıklı işlemin alacağının ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış bulunması gerekir.
Somut olayda davacı, Bodrum 3.Asliye Hukuk Mahkemesine 22.1.2010 tarihinde açtığı (2010/33)dava ile eldeki davanın konusunu oluşturan taşınmazın eski malik …
Cenikli tarafından 21.8.2009 tarihli harici satış sözleşmesi ile kendisine 180.000,00 TL bedelle satıldığını,satış bedelinin 5.000,00 TL’sinin ödendiğini, bakiye satış bedeli olan 175.000,00 TL’nin ödenmesine karar verilerek taşınmazın adına tesciline, bu talebin kabul edilmemesi halinde satış bedeline mahsuben yapılan 5.000,00 TL ödeme ile taşınmaz üzerine yaptığı marangoz ve su deposu bedeli olarak 50.000.00TL’nin davalı …’den tahsiline karar verilmesini talep ettiği ve anılan davanın derdest olduğu anlaşılmaktadır.Bu durumda Mahkemece, öncelikli eldeki davada, dava konusu taşınmazın satışını yapan eski Malik … …’ın davaya katılımının sağlanması, amacıyla dava dilekçesinin kendisine tebliği ile bildireceği delillerin toplanması, böylece taraf teşkilinin sağlanması daha sonra Bodrum 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/33 Esas sayılı dava dosyasının sonucu beklenerek, bu dosya yönünden karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 16.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.