YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/19452
KARAR NO : 2013/18074
KARAR TARİHİ : 19.12.2013
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı tarafından kasko sigortalı olup müvekkiline ait bulunan aracın 26.03.2010 tarihinde sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu inşaat çukuruna düştüğünü ve hasarlandığını, davalı şirketin ödeme yapmadığını, müvekkilinin aracı tamir ettirdiğini ileri sürerek, şimdilik 9.225 TL’nin kaza tarihinden işleyecek faizi birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, aracın alkollü bir şekilde …tarafından kullanıldığı sırada kazanın gerçekleştiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, … 6. Sulh Ceza Mahkemesi yargılamasında sanık …’ın sürücü olarak kabul edildiği ve trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan cezalandırıldığı, kan alkol seviyesine göre 0,16 promil alkollü olduğu, kazanın münhasıran alkolün etkisi ile meydana gelmediği gerekçesiyle 9.225.00 TL hasar bedelinin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Kaza sonrasında düzenlenen kaza tespit tutanağında sürücünün kimlik bilgilerinin tespit edilemediğinin belirtildiği, araçta bulunan …’ın saat 07.14’te
karakolda verdiği ilk ifadesinde aracın annesi … tarafından kullanıldığını beyan ettiği, ancak daha sonra saat 10.55’te verdiği beyanında ifadesini değiştirerek, aracı kendisinin kullandığını söylediği anlaşılmıştır. …da saat 10.45’teki karakol beyanında aracın … tarafından kullanıldığını ifade etse de …’ın olayın sıcağı sıcağına verdiği ilk ifade beyanına göre sürücünün Kamile olduğunun kabulü gerekmektedir.
… 6. Sulh Ceza Mahkemesinin 2010/505 E. 2010/1174 K. sayılı kararında dava konusu trafik kazası nedeniyle trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan yargılanan …’ın cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması karar verilmiştir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, 5271 sayılı CMK’nın 23.maddesinde belirtilen hükümlerden değildir. Bunun sonucu olarak, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar, CMK’nın 223.maddesinde sayılan hükümlerden olmadığından, bu tür kararların yasa yararına bozulması durumunda yargılamanın tekrarlanması yasağına ilişkin kurallar uygulanamayacağı gibi, davanın esasını çözen bir karar bulunmadığı için verilecek hüküm veya kararlarda lehe ve aleyhe sonuçtan da söz edilemeyecektir. (Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.05.2011 gün ve 2011/4-61, E., 2011/79 K; 06.10.2009 gün ve 2009/4-169 E, 2009/223 K sayılı ilamları).
Bu açıklamalar ışığında 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 53.maddesine ilişkin değerlendirmeye gelince; “Hakim, kusur olup olmadığına yahut haksız fiilin faili temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun mesuliyete dair ahkamıyla bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinde verilen beraat kararıyla da mukayyet değildir. Bundan başka ceza mahkemesi kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarını tayin hususunda dahi hukuk hakimini takyit etmez.” hükmünden anlaşılacağı üzere ceza mahkemesi kararının maddi olgu yönüyle kesinleşmiş olması gerekir. Eğer bu yönden kesinleşmiş bir ceza mahkemesi kararı bulunmuyorsa, hukuk hakimini bağlayacak bir ceza mahkemesi kararından da söz etmek mümkün değildir.
Somut olaya bakıldığında maddi olgunun belirlenmesi yönünden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, kesinleşmiş bir ceza hükmü olmadığından, hukuk hakimini bağlamayacağının kabulü gerekir. (YHGK’nun 1.2.2012 gün 2011-19/639 E, 2012/30 K sayılı ilamı).
Bu halde, mahkemece kasko sigortalı aracın sürücü Kamile Vural’ın sevk ve idaresi sırasında iken kazanın meydana geldiği, aralarında nöroloji uzmanının da bulunduğu bilirkişi heyetinden alınan raporda; Kamile’nin kaza sırasında 1,56 promil alkollü olduğu ve kazanın münhasıran alkolün etkisiyle gerçekleştiği şeklinde bildirilen görüş kabul edilerek, oluşan hasar poliçe teminatı dışında kalacağından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde verilen kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 19.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.