Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/19389 E. 2014/76 K. 13.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/19389
KARAR NO : 2014/76
KARAR TARİHİ : 13.01.2014

MAHKEMESİ : Erzin Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 03/09/2013
NUMARASI : 2012/169-2013/359

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkiline trafik sigortalı aracın davalıya ait araçla karışmış olduğu trafik kazası üzerine hasar gören davalıya ait araç için tazminat ödemesinde bulunduklarını ancak daha sonra Adli Tıp Kurulunca düzenlenmiş olan bilirkişi raporunda sigortalılarının kusursuz olduğunun anlaşıldığını belirtip fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere hasar tutarı için davalıya ödenen 17.116,00 TL’nin 09.09.2011 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, aynı alacakla ilgili müvekkili aleyhine icra takibi yapıldığını ve süresinde itiraz edildiğini bildirip, zamanaşımı definde bulunarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre dava konusu alacakla ilgili olarak yapılan icra takibinde itiraz üzerine icra takibinin durduğu belirtilerek davacı alacaklı tarafın itirazın iptali veya itirazın kaldırılması davasıyla icra takibine yapılan bu itirazın iptalini ya da kaldırılmasını sağlama imkanı varken ayrı bir dava açma konusunda hukuki yararı bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davacı zorunlu mali mesuliyet sigortası şirketi tarafından kendisine sigortalı aracın davalı aracıyla karışmış olduğu trafik kazası sonucu meydana gelen hasar için davalıya ödenen hasar tazminatının, davacıya trafik sigortalı araç sürücüsünün kazada kusurunun olmadığının anlaşılması nedeniyle davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davasını düzenleyen İİK’nun 67. maddesinin 1. ve 2. fıkrasında , takip talebine itiraz edilen alacaklının, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği ve bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edileceği hükmüne yer verilmiş olup, aynı maddenin 4. fıkrasında da birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı bulunduğu belirtilmiştir. Yine itirazın kesin ve geçici olarak kaldırılmasını düzenleyen İİK’nun 68. maddesinde de itirazın kendisine tebliğinden itibaren alacaklının 6 aylık süre içinde icra hakiminden isteyebileceği düzenleşmiştir.
İcra takibine itirazın iptali davası ile bir alacağın tahsili amacı ile açılan alacak (tahsil) davası nitelikleri ve ve sonuçları itibarı ile farklı dava türleridir. Zira, ilk dava türü tamamen icra takibine dayalı olarak, takip edilen alacağın İİK’nun 67. maddesi hükmü çerçevesinde ve takip talebine bağlı olarak sonuçlandırılması ve buna bağlı olarak icra inkar ile kötüniyet tazminatı ile tarafların sorumlu tutulabilmeleri sonucu doğururken, tahsil davası sadece alacaklının genel hükümlere göre alacağı bir ilama bağlatarak ve o ilam çerçevesinde alacağına kavuşma imkanını sağlayan bir dava türüdür.
İcra takibi itiraza uğrayan alacaklı itirazın kendisine tebliği tarihinden itibaren 1 yıl içinde mahkemeye başvurarak itirazın iptalini dava edebileceği ya da itirazın kendisine tebliğinden itibaren 6 ay içinde icra hakimine başvurarak itirazın kaldırılmasını isteyebileceği gibi bunu yapmayarak doğrudan genel hükümlere göre alacağın tahsili amacı ile alacak (tahsil) davası açabilecektir. Alacak davasının itirazın iptali ile ilgili olarak tanınan 1 yıl içinde açılamayacağına dair sınırlandırıcı bir hüküm mevcut olmayıp, İİK’nun 67. maddesinin 4. fıkrasındaki düzenleme itirazın iptali süresini geçiren alacaklının bundan sonra sadece alacak davası açabileceğine ilişkindir.
Somut olayda alacağı icra takibi yoluyla tahsil etmek isteyen alacaklının takip talebinin itiraza uğraması sonunda itirazdan itibaren 1 yıllık süre içinde İİK’nun 67. maddesi uyarınca kendisine tanınan itirazın iptali için mahkemeye veya İİK’nun 68. maddesi uyarınca 6 ay içinde itirazın kaldırılması için icra hakimine başvurmak yerine bu hakkını kullanmayıp, genel hükümler uyarınca alacak davası açmak hakkını kullandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, işin esasına girilerek tarafların delilleri değerlendirilerek yapılacak yargılama sonucunda bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 13.1.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.