Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/19316 E. 2013/18146 K. 23.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/19316
KARAR NO : 2013/18146
KARAR TARİHİ : 23.12.2013

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davacının rehin alacaklısı olup davalı şirkete kasko sigortalı aracın park edildiği yerden çalındığını, davalıya ihbar yapıldığını, ancak sigorta tazminatının ödenmediğini ileri sürerek, ıslahla birlikte 49.000,00 TL.nın faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, gerçek bir çalınma olayı bulunmadığından ve hasar teminat dışında kaldığından davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemenin davanın kabulü yönünde verdiği hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 11.3.2013 tarih, 2012/3062 E., 2013/3124 K. sayılı bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, mahkemece, rehin sözleşmesi sadece asıl alacağı teminat altına aldığından davanın 20.000,00 TL. asıl alacak yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı
24,30 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna 23.12.2013 gününde üye …’ın karşı oyu oyçokluğuyla karar verildi.
-KARŞI OY-
Uyuşmazlık, rehin alacağının kapsamına ilişkindir.
Yerel mahkemece “rehin hakkının sadece asıl alacağı teminat altına aldığı, faiz alacağının rehin hakkını kapsamadığı” gerekçesiyle sadece rehin hakkının ilişkin olduğu asıl alacak üzerinden hüküm kurulmuş,
Davacı vekilinin “rehin hakkının sözleşme faizinide kapsadığı, rehin alacağının faizine de hükmedilmesi” gerektiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararı temyiz edilmiş,
Sayın çoğunluk görüşü doğrultusunda yerel mahkeme kararındaki gerekçe benimsenerek karar onanmıştır.
Sayın çoğunluğun onama gerekçesine katılamıyorum.
4721 Sayılı TMK 946/2 maddesinde “Rehin hakkının, alacaklıya asıl alacak ile birlikte sözleşme faizleri, takip giderleri ve gecikme faizi güvencesini sağlayacağı” öngörülmüştür.
Davacı ile dava dışı sigortalı arasında düzenlenen 15.8.2009 günlü protokolde “alıcının satıcıya olan borcunun 20.000,00 TL hakkında rehin işlemi tesis edileceği, rehin bedelinin 25.8.2009 tarihine kadar ödenerek kapatılacağı, borcun vadesinde ödenmemesi halinde ise alıcının işbu bedeli aylık %10 faizi ile birlikte ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği” kararlaştırılmış,
Aracın resmi biçimde satışının Kemalpaşa 1.Noterliğinin 18.8.2009 gün 12051 Y.Nolu işlemi ile gerçekleştirilmesinden hemen sonra aynı noterlikçe aynı gün 12052 Y.No ile düzenlenen borç ve rehin sözleşmesinde ise 15.8.2009 günlü sözleşmede kararlaştırılan sözleşme faizinden bahsedilmeksizin sadece 20.000,00 TL borç yönünden rehin hakkı tesis edilmiştir.
15.8.2009 günlü protokole ilişkin taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Protokolde öngörülen sözleşme faizini rehin borçlusundan talep edebilecek olan davacı rehin alacaklısının, sigortalının haklarına halef olarak, sigorta tazminatını geçmemek üzere asıl alacak ile birlikte sözleşme faizini de davalı kasko sigorta şirketinden talep etmesi TMK 946/2 maddesi hükmüne uygundur.
TMK 946/2 maddesi açık hükmüne aykırı yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken onanmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.