YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/19264
KARAR NO : 2014/242
KARAR TARİHİ : 14.01.2014
MAHKEMESİ : Bakırköy 2. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 22/02/2011
NUMARASI : 2007/1365-2011/132
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı Güvence Hesabı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili dava dilekçesinde, müvekkillerinin oğlu olan Kamil Yıldırım’ın davalı E. Turizm A.Ş.’nin maliki, davalı sigorta şirketinin trafik sigortacısı olduğu, davalı Mesut’un kullandığı araçta yolcu iken gerçekleşen tek taraflı kazada vefat ettiğini, kazanın oluşumunda plakası tespit edilemeyen bir aracın da kusurunun bulunduğunu, bu nedenle davalı Güvence Hesabının da sorumluluğunun bulunduğunu ileri sürerek ıslahla birlikte toplam 7.200 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 04.11.2010 tarihli dilekçesi ile davalı A.. S.. A.Ş. hakkında açtıkları davayı atiye bıraktıklarını bildirmiştir.
Davalı Güvence Hesabı vekili cevap dilekçesinde, davanın zamanaşımına uğradığını, ayrıca dava öncesinde davacılara ödeme yapılarak ibraname alındığını ve müvekkilinin sorumluluğunun sona erdiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davalı A.. S.. A.Ş. hakkında açılan davanın açılmamış sayılmasına, davacı S.. Y.. için 3.700 TL, davacı İ.. Y.. için 3.500 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar M.. Ş.., E.Turizm A.Ş. ve Güvence Hesabı’ndan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı Güvence Hesabı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ayrıca yargılama aşamasında ileri sürülmeyen hususların temyiz aşamasına dikkate alınmayacak olmasına göre davalı Güvence Hesabı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı Güvence Hesabı tarafından davacılara 17.05.2007 tarihinde 7.567 TL, 11.06.2008 tarihinde ise 3.784 TL ödeme yapılmış olup, 7.567 TL’lik ödeme hesaplanan tazminatta hiç dikkate alınmamış, 3.784 TL’lik ödeme ise güncellenmeden tazminattan mahsup edilmiştir.
Oysa; sigorta şirketi tarafından yapılan ödemeyi destekten yoksun kalma tazminatı hesabı yapılmadan önce alan davacılar, hesap tarihine kadar geçen süre nedeni ile aldıkları paranın yasal faizi kadar kazanım elde etmişlerdir. Destekten yoksun kalma tazminatı bu hesaplamanın yapıldığı gündeki verilere göre hesaplanmalıdır.
Bu durumda, zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davacılara yapılan sigorta ödemelerinin, ödeme günü ile destekten yoksun kalma tazminatının hesaplandığı güne kadar geçen süredeki işlemiş yasal faizi de hesaplanarak ödeme tutarı ile birlikte hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatından indirilmesi gerekir.Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek bu konularda bilirkişiden ek rapor alınmalıdır. Eksik inceleme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması isabetli değildir.
3-Borçlar Kanunu’nun “Tazminat miktarının tayini” başlıklı 43. maddesinde; hakimin, tazminatın türü ve kapsamının derecesini, durum ve mevkiinin gereğine ve hatanın ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş, “Tazminatın tenkisi” başlıklı 44. maddesinde de; zarar gören taraf zarara razı olduğu veya kendisinin eylemi zararın doğmasına ya da zararın artmasına yardım ettiği ve zararı yapan kişinin durum ve mevkiini ağırlaştırdığı takdirde hakimin, zarar ve ziyan tutarını indirebileceği veya zarar ve ziyanı hüküm altına almaktan vazgeçebileceği açıklanmış; eğer zarar kasten veya ağır bir ihmal ya da tedbirsizlikle yapılmamış ve tazmini de borçluyu müzayakaya maruz bırakacak ise hakimin, zarar ve ziyan miktarını hakkaniyete uygun olarak indirebileceği belirtilmiştir.
Somut olayda; davacılar murisi, aracın şoförü ve araçtaki diğer yolcuların tümünün alkollü oldukları ve davacılar murisinin sürücünün alkollü olduğunu bilerek araca binmesi nedeniyle müterafik kusuru bulunduğu anlaşıldığından, mahkemece takdir edilecek oranda hükmedilecek tazminatta indirim yapılması gerekirken, yazılı şekilde bu husus gözardı edilerek hüküm kurulmuş olması da doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Güvence Hesabı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı Güvence Hesabı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı Güvence Hesabı’na geri verilmesine 14.1.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.