Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/19218 E. 2014/84 K. 13.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/19218
KARAR NO : 2014/84
KARAR TARİHİ : 13.01.2014

MAHKEMESİ : Nazilli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/05/2013
NUMARASI : 2012/426-2013/188

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, zorunlu mali mesuliyet sigortalı davalıya ait iş makinası tarafından yapılan kaza sonucu araç içinde yolcu olarak bulunan kişinin vefatı nedeniyle mirasçılarına tazminat ödemek zorunda kaldıklarını belirtip kaza sırasında sigortalı araç sürücüsünün yeterli ehliyet belgesine sahip olmaması ve yolcu taşınması yasak olan iş makinesinde yolcu taşınması nedeniyle, vefat eden kişinin mirasçılarına ödenen 16.348,00 TL’nin 16.09.2009 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, araç sürücüsünün kaza tarihinde yeterli sürücü belgesine sahip olduğunu, sadece idari işlemleri tamamlamadığı için belgesini alamadığını belirtip, kazanın yolcu taşıması nedeniyle meydana gelmediğini ve kendilerinden avans faizi istenmesinin yerinde olmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre araç sürücüsünün kaza tarihinden önce iş makinesi kullanma sertifikası aldığını ve buna ilişkin ehliyetin henüz çıkarılmamış olmasının sürücünün iş makinesi kullanma ehliyeti olmadığını göstermeyeceği ve yolcunun para ile taşınmadığı, vefat eden kişinin taşınmasının hatır taşıması olduğunu hatır taşıması için %20 oranında takdiri indirim uygulandığında araç sürücüsünün kazanın oluşumunda kusurunun olmadığının görüleceğini belirterek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2.Dava trafik sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Davacı, davalıya ait iş makinesinin zorunlu mali mesuliyet sigortacısıdır. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4-c maddesinde tazminatı gerektiren olayın, aracın Karayolları Trafık Kanunu hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan kimseler tarafından sevkedilmesi sonucunda meydana gelmesi ve yine B.4- e maddesinde de tazminatı gerektiren olayın, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tesbit edilmiş olan istiab haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmesi halinde, ödemede bulunan sigortacının, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene rücu edebileceği hüküm altına alınmıştır. 
Somut olayda davacıya zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı araç sürücüsünün yeterli sürücü belgesinin olmaması ve yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçta yolcu taşınması nedeniyle sigortalı araçta yolcu olarak bulunan ve trafik kazası sonucu vefat eden kişinin hak sahiplerine ödenen destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigortalıdan rücuen tahsili istenmiş, mahkemece, araç sürücüsünün ehliyet yerine geçen sertifikasının bulunması ve hatır taşıması nedeniyle %20 oranında kusur indirimi yapıldığında davalıya ait araç sürücüsünün kusurunun bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 42. maddesinde, sürücü sertifikalarının, sınıfına uygun sürücü belgelerine dönüştürülmedikçe sahiplerine karayolunda araç kullanma yetkisi vermeyeceği düzenlenmiştir. Davalıya ait araç sürücüsü iş makinesi kullanmak için sertifika almış ancak sınıfına uygun sürücü belgesine dönüştürmemiş olup, kaza tarihinde iş makinesi kullanmak için yeterli sürücü belgesine sahip değildir. Davacının hak sahiplerine ödeme yaptığı kişi ise yolcu taşınmasına ruhsatı olmayan araçta yolcu olarak taşındığı sırada meydana gelen kazada vefat etmiştir.  Tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması esnasında meydana gelmişse bu maddeye istinaden sigorta şirketi ölen ya da yaralanan yolcuya ödediği tazminatı rücu hakkını kullanarak sigortalısından talep edebilir.

Bu maddenin aynı genel şart maddesine geçen ve trafik mevzuatı gereği aracın ruhsatında yer alan ağırlığın aşılması hali olan istiap haddinin aşılması ile alakası olmadığı, bu madde ile kast edilenin yolcu taşınması yasak ya da sınırlı olan araçlarda bu yasağa aykırılık yapılması ya da öngörülen sınırın aşılması halinde rücu hakkının doğacağıdır.
Yine davalı tarafından yargılama sırasında sadece kazada vefat eden kişinin kendi ısrarı ile binmemesi gereken araca bindiği savunmasında bulunulmuş, hatır taşıması indirimi yapılması savunmasında bulunulmamıştır. Keza hatır taşımasından doğan zararların trafik sigortası güvencesi dışındaki hallerden olmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca hatır taşıması indirimi 818 sayılı BK’nun 43.maddesinde (6098 sayılı BK’nun 51. md.) belirtildiği gibi yalnızca tazminattan indirim sebebi olup kusura etkisinin olmadığı açıktır.
Bu durumda mahkemece davalı sigortalıya ait araç sürücüsünün kaza sırasında yeterli sürücü belgesinin olmadığı, yolcu taşımaya ruhsatı olmayan araçta yolcu taşıdığı, yargılama sırasında hatır taşıması savunmasında bulunulmadığı, keza hatır taşımasının tazminatta indirim sebebi olduğu, kusura etkisinin bulunmadığı ve trafik sigortası teminatının hatır taşımasını kapsadığı gözetilerek yargılamaya devamla gerçek zarar saptanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 13.1.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.