YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/19025
KARAR NO : 2014/464
KARAR TARİHİ : 16.01.2014
MAHKEMESİ :Cizre Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ :08/01/2013
NUMARASI :2009/150-2013/14
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı A.Doğal Su Nak. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline ait …….. plakalı kamyonun, davalıların maliki ve sürücüsü olduğu …..plakalı çekicinin karıştığı 26.01.2009 tarihli kazada pert olduğunu ileri sürerek, şimdilik 15.000 TL maddi tazminat ve 8.000 TL müstakbel kazanç olmak üzere toplam 23.000 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, davanın reddini savunmuştur.
Davalı A.B., davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı sürücünün kazada %100 oranında kusurlu olduğu, 10.000 TL hasar bedeli, 3.000 TL kazanç kaybı bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 13.000 TL tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı A Doğal Su Kayn.Ltd.Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK.nun hükümlerine göre trafik kaydı, işleteni kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü de yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde “işleten, araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görünen veya aracın uzun süreli kiralama ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin olan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse bu kimse işleten sayılır” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu yasal düzenlemeler karşısında kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir.
Gerek doktrinde gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Somut olayda, davalı A. D.Su Kayn.Ltd.Şti. adına kayıtlı, …….. plakalı, kazaya karışan çekicinin, davalı tarafından dava dışı …. İnşaat ve Taahhüt Limited Şirketi’ne, 13.10.2008 tarihinde Silopi 2. Noterliği’nce tanzim edilen Taşıt Kira Sözleşmesi ile kiralandığı anlaşılmıştır. Anılan sözleşmede, kira süresinin,
taşımacının yetki belgesinin bitim tarihine kadar olduğu belirtilmiştir. Bu durumda mahkemece, aracı kiralayan şirketin yetki belgesinin geçerlilik süresi araştırılarak, kira sözleşmesinin süresinin belirlenmesi ve buna göre davalı A.Doğal Su Kayn.Ltd.Şti.’nin işletenlik sıfatının kaza tarihi itibariyle bulunup bulunmadığının tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu husus üzerinde durulmadan karar verilmiş olması doğru değildir.
2) Bozma neden ve şekline göre davalı şirket vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı A… Doğal Su Kayn. Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı şirket vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı A.Doğal Su Kayn. Ltd. Şti.’ne geri verilmesine 16.1.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.