Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/18851 E. 2014/241 K. 14.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18851
KARAR NO : 2014/241
KARAR TARİHİ : 14.01.2014

MAHKEMESİ : Delice Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/03/2012
NUMARASI : 2011/74-2012/24

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı A.. Ş.. vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili, davalı A.. Ş.. adına kayıtlı ve idaresinde bulunan araç ile davalı S.. F..’ya ait davalı Y.. F.. idaresinde bulunan araçların yaptığı kazada Y.. F.. idaresindeki araçta yolcu olarak bulunan davacılar murisi M.. T..’nun vefat etmesi nedeniyle desteklerini yitirdiklerini, davalı sigorta şirketlerinin araçların Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı olduklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davacı anne Müzeyyen ve baba H.. T.. için 2.000 TL. maddi, ve 15.000 TL. den 30.000 TL. manevi, kardeşi T.. T.. için 15.000 TL. manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 107.125,62 TL. olarak ıslah etmiştir.
Davalılar ayrı ayrı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulü ile davacı H.. T.. için 52.732,44-TL, davacı M.. T.. için 53.562,81 TL maddi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, ancak davalılar S.. F.., Y.. F.. ve G.. S.. A.Ş. yönünden hatır taşıması nedeniyle BK 43 maddesi gereğince hükmedilen tazminatlardan takdiren 1/3 oranında indirim yapılarak davacı H.. T.. için 35.154,96-TL’sinden, davacı M.. T.. için 35.708,55 TL’sinden sorumlu tutulmalarına, davalı sigorta şirketlerinin poliçe limitiyle sorumlu olmalarına, hükmedilen maddi tazminata sigorta şirketi olan davalılar yönünden dava tarihi olan 01/08/2006 tarihinden, diğer davalılar için olay tarihi olan 14/07/2006 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, davacıların fazla istemlerinin reddine, davacı H.. T.. için 10.000,00-TL, davacı M.. T.. için 10.000 TL, davacı T.. T.. için 5.000 TL manevi tazminatın davalılar S.. F.., Y.. F.. ve A.. Ş..’den müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, ancak davalılar S.. F.. ve Y.. F.. yönünden hatır taşıması nedeniyle BK 43 maddesi gereğince hükmedilen tazminatlardan takdiren indirim yapılarak bu davalıların davacı Müzeyyen için hükmedilen manevi tazminatın 7.000,00-TL’sinden, davacı H.. T.. için hükmedilen manevi tazminatın 7.000 TL’sinden, davacı T.. T.. için hükmedilen manevi tazminatın 3.500 TL’sinden sorumlu tutulmalarına, hükmedilen manevi tazminata olay tarihi olan 14/07/2006 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı A.. Ş.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalı A.. Ş.. vekiline mahkemece eksik temyiz harç ve giderlerini yatırması için usulüne uygun olarak çıkarılan muhtıra ile 2 haftalık kesin süre verildiği, ancak davalının verilen sürede eksikliği gidermediği anlaşıldığından, davalı A.Ş.vekilinin sunduğu temyiz dilekçesinin anılan nedenle reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önüne alarak manevi tazminat adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarının adalete uygun olması gerekir. Tazminatın amacı zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmaktır. Somut olayda, desteğin araçta yolcu olması, yaşı, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, ölüm olayı nedeniyle duyulan acı gibi nedenler dikkate alındığında, davacılar için hükmedilen manevi tazminat miktarı, duyulan acıyı, çekilen sıkıntıyı hafifletebilecek düzeyde olmayıp, makul ölçüde manevi tazminat takdiri gerekirken yazılı biçimde hüküm kurulması isabetli değildir.
4-Mahkemece Yargıtay bozmasından önce verilen 06.07.2010 tarihli kararda, davalılar Yunus ve Sevinç yönünden hükmedilen manevi tazminatlarda hatır taşıması indirimi yapılmamasına ve bu husus davalılarca temyiz edilmeyerek kesinleşmesine rağmen, verilen 30.03.2012 tarihli kararda davalılar Yunus ve Sevinç yönünden hükmedilen manevi tazminat miktarında 3/10 oranında indirim yapılmıştır. Bu husus doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
5-Mahkemece Yargıtay bozmasından önce verilen 06.07.2010 tarihli kararda, davalı sigorta şirketleri lehine poliçe limitleri üzerinde kalan ve reddedilen kısım için vekalet ücretine hükmedilmemiş ve bu husus bozmaya konu olmayarak kesinleşmiş iken, üstelik davacılar vekili talebini sigorta şirketleri yönünden poliçe limitleri ile sınırlandırmış olduğundan sigorta şirketleri yönünden reddedilen miktar bulunmamasına rağmen, verilen 30.03.2012 tarihli kararda davalı sigorta şirketleri lehine poliçe limitlerinin üzerinde kalan kısım yönünden vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru değildir.
6-Mahkemece Yargıtay bozmasından önce verilen 06.07.2010 tarihli kararda, davalı F. Sigorta A.Ş. lehine reddedilen manevi tazminat için vekalet ücretine hükmedilmemiş ve bu husus bozmaya konu olmayarak kesinleşmiş iken, üstelik davacılar vekili talebini sigorta şirketleri yönünden poliçe kapsamı ile sınırlandırmış olduğundan sigorta şirketleri yönünden reddedilen manevi tazminat bulunmamasına rağmen, verilen 30.03.2012 tarihli kararda davalı F. Sigorta A.Ş. Lehine poliçe limitlerinin üzerinde kalan kısım yönünden vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru değildir.
7-Kabule göre de;
Mahkemece Yargıtay bozmasından önce verilen 06.07.2010 tarihli kararda, davalılar lehine reddedilen manevi tazminatlar yönünden tek vekalet ücretine hükmedilmiş ve bu husus bozmaya konu olmayarak kesinleşmiş iken, verilen 30.03.2012 tarihli kararda reddedilen manevi tazminat yönünden davalılar yararına ayrı ayrı ve davacılar yararına hükmedilen vekalet ücretlerini geçecek şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı A.. Ş.. vekilinin temyiz dilekçesinin reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3), (4), (5), (6) ve (7) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalı A.. Ş..’e geri verilmesine 14.1.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.