Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/1864 E. 2014/8311 K. 26.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1864
KARAR NO : 2014/8311
KARAR TARİHİ : 26.05.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/10/2011
NUMARASI : 2008/310-2011/342

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı Banka vekili, davalı borçlu Aytekin aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu taşınmazlarını diğer davalılara satışına ilişkin tasarrufların iptalini talep etmiştir.
Davalı M.. K.. vekili ile davalı Emine vekili davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalı borçlu usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara gelmemiş ve davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, taşınmazların satış bedeli ile gerçek değerleri arasında fahiş fark bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları üç grup altında ve İİK.nin 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK. m.281). Bu yasal nedenle de davacı tarafından İİK.nin 278, 279 ve 280. maddelerden birine dayanılmış olsa dahi mahkeme bununla bağlı olmayıp diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K. 25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı). Somut olayda taşınmazların satış bedeli ile gerçek değerleri arasında mislini aşan fark bulunduğu gibi davalı M.. K..l ve davalı Emine tarafından yapılan savunmalarda da borçlu ile ticari ilişki ve tanıdıklıktan söz edilmiş olmasına göre İİK.nin 280/I kapsamında davalı borçlu Aytekin’in, alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini diğer davalıların bilip bilmedikleri ya da bilebilecek durumda olup olmadıklarının araştırılması gerekir. Kaldı ki alacağa mahsuben yapılmış satışların da koşulları varsa İİK. 279. maddesine göre iptal edilebileceği de nazara alınarak gerekli inceleme de yapılmamıştır. Eksik inceleme hüküm tesisi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 26/05/2014 tarihinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.