Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/18443 E. 2013/18215 K. 24.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18443
KARAR NO : 2013/18215
KARAR TARİHİ : 24.12.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamında özetle; davanın 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, tasarrufun iptali davasının görülebilmesi için genel dava koşullarının yanında, tasarrufun borcun doğumundan sonra yapılması ve kesinleşmiş bir icra takibine konu alacağın bulunması gerektiği, somut olayda takip dayanağının 2002-2004 dönemi vergi borcuna ilişkin olup ödeme emrinin 21.09.2005 tarihinde tebliğ edilerek kesinleştiği, dava konusu araçların ise borcun doğumundan sonra 13.06.2005 tarihinde satıldığı, bu nedenlerle, davaya konu tasarruf borcun doğumundan sonra yapıldığı halde, ödeme emrinin tebliğinden önce tasarrufun ve ödemenin gerçekleştiğinden bahisli satışın gerçek olduğu tespitinin hatalı olduğu, somut olayda kıyasen uygulanması gereken İİK’nın 280/son maddesi hükmüne göre, ticari işletmenin veya iş yerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber iş yerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kastını bildiği ve
borçlunun da bu hallerde ızrar kastıyla hareket ettiğinin kabul olunmasına, bu karinenin, ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğinin veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicili Gazetesiyle; bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilan olunduğunun ispat edilebileceği göz önüne alınarak, borçluya ait 3 aracın aynı gün satılmasının ve davalı 3.kişi şirket tarafından alınmasının ticari emtianın önemli bir bölümünün devri olup olmadığı, borçlu ve 3.kişi şirketin aynı yerde, aynı konuda faaliyette bulundukları göz önüne alınarak, 3.kişi şirketin borçlunun mali durumunu ve alacaklılardan mal kaçırma kastını bilebilecek durumda olup olmadığı da değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği, dava konusu araçlardan … plakalı araç yargılama sırasında dava dışı … isimli şahsa satıldığından, davacıya 4.kişiyi davaya dahil edip etmeyeceği sorulmalı başka bir anlatımla davanın bedele dönüşüp dönüşmediği belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu hususları dikkate alınmadan eksik inceleme ile ve yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gereğine değinilmiştir.
Bozma ilamından sonra davacı vekili, 5.12.2011 tarihli dahili dava dilekçesi ile … plakalı aracın davalı 3.kişi … Kömür İth.İhr.Ltd.Şti tarafından 2.6.2006 tarihinde davalı …’e, onun tarafından 6.12.2006 tarihinde …’a, onun tarafından da 31.12.2009 tarihinde …’a satıldığını aracın plakası değiştirilerek … olduğunu belirterek adı geçen sonraki maliklerin davaya dahil edilerek tüm tasarrufların iptalini talep etmiştir.
Dahili davalılardan … ve … savunma yapmamıştır.
Dahili davalı … dava konusu … plakalı aracı iyiniyetle 31.12.2009 tarihinde …’dan aldığını ve bedelini ödediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; iddia savunma, toplanan delillere göre dava konusu
üç aracın satış bedelinin bilirkişi raporuna göre piyasa koşullarına uygun olduğu, satıma ilişkin bedellerin borçlunun hesaplarına yatırıldığı ve yatırılan tutarın borçlunun kredi borcuna karşılık ödendiği, davalı şirketler aynı iş kolunda çalışan şirketler olmasına rağmen satışın piyasa değerine uygunluğu ve ödemenin de bu değer üzerinden yapılışı ayrıca davalı borçlu şirketin ticari faaliyetine devam ettiği göz önüne alındığında araç satışının ticari işletme devri olarak kabul edilemeyeceği, satışın muvazaalı olmadığı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine, davacı idare tarafından dahili davalılar …, … ve …’un kötüniyetli olduklarının ispatlanamamasına göre, davacı idare vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dairemizin bozma ilamında borçluya ait 3 aracın aynı gün satılmasının ve davalı 3.kişi şirket tarafından alınmasının ticari emtianın önemli bir bölümünün devri olup olmadığı, borçlu ve 3.kişi şirketin aynı yerde, aynı konuda faaliyette bulundukları göz önüne alınarak, 3.kişi şirketin borçlunun mali durumunu ve alacaklılardan mal kaçırma kastını bilebilecek durumda olup olmadığı da değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği, dava konusu araçlardan … plakalı araç yargılama sırasında dava dışı … isimli şahsa satıldığından, davacıya 4.kişiyi davaya dahil edip etmeyeceği sorulmalı başka bir anlatımla davanın bedele dönüşüp dönüşmediği belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu hususları dikkate alınmadan eksik inceleme ile ve yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gereğine değinilmiştir. Mahkemece dava konusu üç aracın satış bedelinin bilirkişi raporuna göre piyasa koşullarına uygun olduğu, satıma ilişkin bedellerin borçlunun hesaplarına yatırıldığı ve yatırılan tutarın borçlunun kredi borcuna karşılık ödendiği, davalı şirketler aynı iş kolunda çalışan şirketler olmasına rağmen satışın
piyasa değerine uygunluğu ve ödemenin de bu değer üzerinden yapılışı ayrıca davalı borçlu şirketin ticari faaliyetine devam ettiği göz önüne alındığında araç satışının ticari işletme devri olarak kabul edilemeyeceği, satışın muvazaalı olmadığı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.
Dosyada mevcut delillerden, davalı borçlu adına 16.3.2005 tarihi itibarıyla kayıtlı yedi adet ticari araç bulunduğu, bu araçlardan üç tanesinin 16.3.2005 tarihinde dava dışı şahıslara, üç aracını 13.6.2005 tarihinde davalı 3.kişi … Kömür İth. İhr. Tic. Ltd. Şti’ne, bir aracını da 6.7.2005 tarihinde dava dışı 3.kişiye sattığı anlaşılmaktadır. Borçlu tarafından davalı 3.kişi adına kesilen dava konusu üç araç faturası (11542,11544,11543 nolu faturalar) toplamının 77.500,00 TL olduğu, bu bedelin bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değere uygun olduğu belirlendiği halde davalı 3.kişi tarafından borçlu şirkete bu üç fatura dışında dört adet fatura bedeli olarak aynı gün (11536, 11539, 11537, 11538 nolu faturalar) ayrıca 175.000,00 TL daha ödeme yapıldığı, borçlu ile davalı 3.kişi şirket adresinin 25.8.2005 tarihi itibarıyla aynı olduğu(borçlu şirketin 16.3.2005 ve 13.6.2005 tarihli satış sözleşmesinde adresi İskenderpaşa Mahallesi, … İşhanı Kat: 3 No: 25 … olduğu, davalı 3.kişi şirketin 26.12.2005 tarihli imza sirküleri, 4.10.2006 tarihli vekaletnamedeki adresi … Mahallesi, … İşhanı Kat:3 No:25 …’dur) anlaşılmaktadır. Bu durumda 13.6.2005 tarihi itibarıyla borçlunun dört adet ticari aracından üçünü davalı 3.kişiye satması, araç satışı dışında davalı borçlu ile 3.kişi şirket arasında ayrıca başka ticari ilişki bulunduğu, aynı işkolunda ve aynı adreste faaliyetle bulunmaları gibi maddi ve hukuki olgular birlikte değerlendirildiğinde dava konusu 13.6.2005 tarihli üç araç satışına ilişkin tasarrufun İİK 280.madde gereğince (ticari işletmenin önemli bir kısmının devri, davalı şirketler arasındaki ticari ilişki nedeniyle davalı 3.kişi şirketin borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle) iptale tabi olduğu göz önüne alınarak dava konusu …(yeni plakası…)ve… (yeni plakası …) plakalı araçlar yönünden 13.6.2005 tarihli tasarrufun davacının
alacak ve ferileriyle sınırlı olarak iptaline, dava konusu …(yeni plakası 34 TU 2149)plakalı araç yönünden ise dava 6183 sayılı AATUHK’nun 31.maddesi gereğince bedele dönüştüğünden, anılan aracın davalı 3.kişi tarafından elden çıkarıldığı (davalı …’e satıldığı gün) 2.6.2006 tarihindeki bedeli yönünden bilirkişiden alınacak rapor sonucuna göre belirlenecek bedelin davalı 3.kişi şirketten davacının alacak ve ferileriyle sınırlı olarak tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA 24.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.