Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/18384 E. 2014/37 K. 13.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18384
KARAR NO : 2014/37
KARAR TARİHİ : 13.01.2014

MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/05/2013
NUMARASI : 2013/237-2013/232

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı Mahkemenin görevsizliğine dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı İflas İdare Memurluğu müflis Şirket’in iflas erteleme sürecinde dava konusu alacağını diğer davalı Mehmet’e temlikine ilişkin tasarrufun iptalini talep etmiştir.
Davalıya tebligat çıkarılmamıştır.
Mahkemece, davanın taraflarının tacir olduğu ve temlikin dayanağının bir bono olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş olup hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da “iyiniyet kurallarına aykırılık” nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise davalı, üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup tasarrufa konu malların aynı ile ilgili olmadığı gibi satışın tacirler arasında yapılmasının da görev hususunun belirlenmesine doğrudan bir etkisi yoktur. Kaldı ki davada incelenmesi gereken husus davalı borçlunun yaptığı tasarruflarının iptali gerekip gerekmediği, başka bir anlatımla İİK 277 vd maddelerinde belirtilen şartların gerçekleşip gerçekleşmediğidir. Açıklanan şekli ile görevin, İİK 281. maddesine göre genel mahkemelere ait olduğu da açıktır. Hal böyle olunca davaya devam edilerek taraf delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar vermek yerine yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi isabetli değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Mehmet vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı M.. Y..’a geri verilmesine 13.01.2014 tarihinde karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere oybirliği ile karar verildi.