Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/18217 E. 2013/15633 K. 12.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18217
KARAR NO : 2013/15633
KARAR TARİHİ : 12.11.2013

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı (alacaklı) vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı 3.kişi vekili, Denizli 3.İcra Müdürlüğü’nün 2009/455 sayılı takip dosyasından 4.12.2009 tarihinde trafik kaydına haciz ve muhafaza konulan 20 AS 639 plakalı aracı, 27.10.2008 tarihinde dava dışı borçludan satın aldığını 6.4.2011 tarihinde icra müdürlüğüne başvurarak haczin ve yakalama şerhinin kaldırılmasını istediklerini, müdürlükçe talebin 22.4.2011 tarihinde reddedildiğini red kararının tebliğ edilmediğini dava dilekçesinde haczin ve muhafazanın kaldırılmasını istemişlerse de taleplerini müdürlük işleminin iptali şeklinde ıslah ettiklerini belirterek kabulünü talep etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, davacının şikayet hakkını süresinde kullanmadığını, iddianın istihkak davasına konu olabileceğini ancak istihkak davasının da süresinde açılmadığını, satışın muvazaalı olduğunu satıcı ile davacının aynı soyadını taşıdığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre; 2918 Sayılı KTK’nun 20.maddesi gereğince davacı 3. kişinin dava konusu aracın maliki olduğu, satışın danışıklı olduğu iddiasıyla açılmış bir dava bulunmadığı gerekçesiyle davacının istihkak davasının kabulü ile haczin kaldırılmasına, davacı tarafından icra dosyasına yapılmış istihkak iddiası bulunmadığından davalı alacaklı tarafça satış işleminden haciz tarihinden önce haberdar olduğu iddia ve ispat olunamadığı, davanın açılmasında davalının kusuru bulunmadığı davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden davalının yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasına karar verilmiş hüküm kısmında ise davacı lehine 1.674 TL vekalet ücretine hükmedilmiş davalı alacaklı vekili tarafından karar hem temyiz edilmiş hemde vekalet ücretinin tavzih yoluyla kaldırılması istenmiştir. Mahkemece 20.1.2012 tarihli tavzih ile hüküm fıkrasının 4.paragrafındaki davacı lehine hükmedilen vekalet ücreti kaldırılarak hüküm tavzih edilmiştir.
Dava İİK 96 ve devamı maddeleri gereğince 3.kişi tarafından açılmış istihkak davasına ilişkindir.
İİK’nun 96/3 maddesine göre “malın haczine muttali olan borçlu veya 3.kişi ıttıla tarihinden itibaren yedi gün içinde istihkak iddiasında bulunmadığı takdirde aynı takipte bu iddiayı ileri sürmek hakkını kaybeder” bu hükümle borçlu veya 3.kişinin haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde istihkak iddiasında bulunabileceği öngörülmüştür. Maddede öngörülen yedi günlük istihkak iddiasında bulunma süresi hak düşürücü süre niteliğinde olduğundan icra müdürlüğü ve icra hakimliği tarafından res’en göz önünde tutulması gerekir. Ancak istihkak iddiasında bulunmak istihkak davası açmak için koşul değildir. İstihkak iddiasında bulunmak istemeyen kişi, haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde doğrudan doğruya İcra Hukuk Mahkemesine istihkak davası açabilir.
Somut olayda davacının dava dışı borçludan 27.10.2008 tarihinde satın aldığı 20 AS 639 plakalı aracın trafik kaydına Denizli 3.İcra Müdürlüğünün 2009/455 takip sayılı dosyasından alacaklının 16.1.2009 tarihli talebi üzerine 22.1.2009 tarihinde haciz konulmuştur. Davacı 3.kişi vekili 2.4.2009 tarihli icra müdürlüğüne verdiği dilekçesi ile mahcuz 20 AS 639 Plakalı araca yakalama çıkarılıp çıkarılmadığının, çıkarılmamış ise aracın müvekkili …’ya iadesini istemiş;icra müdürülüğünce 2.4.2009 tarihli kararla davalı …’nın takip dosyasında taraf olmadığı ve herhangi bir ilişiği tespit edilemediği gibi ancak alacaklı veya borçlunun yasal olan talepleri doğrultusunda müdürlükçe işlem yapılabileceğinden … vekilinin talebinin reddine karar verilmiştir.Alacaklı vekili 3.12.2009 tarihli dilekçesi ile anılan araç kaydına yakalama şerhi konularak satışını talep etmiş araç kaydına 4.12.2009 tarihinde yakalama şerhi işlenmiş, araç 9.2.2011 tarihinde trafik ekiplerince yakalanarak 3.3.2011 tarihinde fiilen haczedilmiştir. Davacı 3.kişi vekili 6.4.2011 tarihli dilekçesi ile araç üzerindeki haczin ve yakalamanın kaldırıllmasını istemiş; icra müdürülüğü 22.4.2011 tarihli kararı ile icra müdürlüğünün haczi kaldırma yetkisi bulunmadığından 3.kişinin talebinin reddine karar vermiş; davacı 3.kişi vekili tarafından 16.6.2011 tarihinde eldeki dava açılmıştır.
Dosyadaki mevcut maddi ve hukuki olgulardan davacı 3.kişinin 22.1.2009 tarihli haczi 2.4.2009 tarihinde; 4.12.2009 tarihli yakalama şerhini 9.2.2011 tarihli yakalama ile öğrendiği halde eldeki davayı 7 günlük hak düşürücü süreyi geçirerek 16.6.2011 tarihinde açtığı anlaşıldığından davanın hakdüşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yerolmadığına 12.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.