YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18152
KARAR NO : 2014/1643
KARAR TARİHİ : 13.02.2014
MAHKEMESİ : İstanbul 34. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 12/07/2012
NUMARASI : 2012/171-2012/153
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili sigorta şirketi nezdinde sigortalı aracın, 10.01.2010 tarihinde davalı İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’nün maliki olduğu inşaat sahasındaki istinat duvarının yıkılarak araç üzerine çökmesi sonucunda hasarlandığını, hasar bedelinin dava dışı sigortalıya ödendiğini, ödenen hasar bedelinin rucuan tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının itiraz etmesi üzerine, icra takibinin durduğunu belirterek, icra takibine yapılan itirazın iptaline ve icra takibinin devamına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, mahkemenin görevsizliğine, görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davacı sigorta şirketi tarafından kasko sigortasına dayalı rucuan tazminat alacağının tahsili amacıyla davalı idare aleyhine başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, haksız fiile ve B.K.nun 58.maddesinde (6098 sayılı TBK.nun 69.maddesi) düzenlenen yapı malikinin kusursuz sorumluluğuna dayanmaktadır. Anılan madde hükümlerine göre davalı idarenin sahibi olduğu yapı ve inşaatın fena yapılmasından ve bakım eksikliğinden dolayı kusursuz sorumluluğu vardır. Bakım eksikliğinden kaynaklanan ve sigortalı araçta meydana gelen zarar, hizmet kusurundan doğmamış olup, bu zarara dayanılarak açılan itirazın iptali istemli dava da idari dava türlerinden değildir. Kamu tüzel kişilerinin, kamu hizmetlerine ilişkin olmakla beraber özel hukuk kuralları altında özel hukuk tüzel kişisi gibi yaptığı eylem ve işlemler idari eylem ve işlem olarak nitelendirilemez. Dava konusu zarar, kamu oteritesinin (egemenlik hakkının) kullanımından kaynaklanmamıştır. Özel hukuk tüzel kişisi olarak yürüttüğü faaliyetler sırasında meydana gelen zararlardan ötürü ilgili kamu tüzel kişisinin sorumluluğunun özel hukuk hükümleri ve ilkeleri uyarınca belirlenmesi gerekir. Açıklanan nedenler karşısında; dava konusu uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre ve adli yargı yerinde çözümlenmesi gerekir. Bu durumda; mahkemece, taraflar arasında kusursuz sorumluluktan kaynaklanan davaya bakma görevinin adli yargıya ait olduğu gözetilerek, işin esasına girilmesi, taraf delilleri toplanarak hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 13.2.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.