Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/18119 E. 2013/17320 K. 09.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18119
KARAR NO : 2013/17320
KARAR TARİHİ : 09.12.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-

Davacı … vekili, davalı borçlu … aleyhine açılan boşanma davası olduğunu, davalı …’in dava konusu taşınmazını muvazaalı olarak davalı …’a onun da davalı …’e satışına ilişkin tasarrufların iptalini talep etmiştir.
Davalı … vekili ve davalı … vekili ve davalı … davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesi ve dosya kapsamına göre davacının açmış olduğu boşanma davası sonucunda hükmedilecek tazminatın tahsilini sağlamaya yönelik olarak eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Nitekim boşanma davası da sonuçlanmış ve davacı lehine tazminata da hükmedilmiş o karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiş bulunmaktadır.
Davacı tarafından tazminat alacağına yönelik olarak … 1. İcra Müdürlüğünün 2011/153 sayılı icra takibinin de yapıldığı da belirtilmiştir. Bu nedenle davanın İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu kabul edilmelidir.
Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları üç grup altında ve İİK.nin 278, 279 ve 280.
maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK. m. 281). Bu yasal nedenle de davacı tarafından İİK.nin 278, 279 ve 280. maddelerden birine dayanılmış olsa dahi mahkeme bununla bağlı olmayıp diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K. 25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı). Somut olayda da yukarıda yapılan açıklamalar ışığında davanın esasına yönelik inceleme ve araştırma yapılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken yazılı ve yanılgılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 09.12.2013 tarihinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.