Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/17960 E. 2015/11829 K. 09.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17960
KARAR NO : 2015/11829
KARAR TARİHİ : 09.11.2015

MAHKEMESİ : Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 07/03/2013
NUMARASI : 2010/19-2013/127

BİRLEŞTİRİLEN DAVA
MAHKEMESİ : Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 25/02/2010
NUMARASI : 2010/20-2010/85

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı B.. A.. vekili, davalı İ.. İ.. vekili, davalı T. K.İnşaat Sanayi Ve Ticaret Ltd.Şti vekili, davalı G. Sigorta AŞ vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili, davalılar tarafından yol üzerinde kazı çalışması yapıldığını, kazılan yerin gerektiği şekilde kapatılmaması nedeniyle yağmur sularının, davacıya işyerim paket sigorta poliçesi ile sigortalı işyerine sızdığını ve işyerindeki kumaşların zarar gördüğünü, davacı tarafından sigortalısına 41.207,20 TL ödeme yapıldığını belirterek ödenen bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleştirilen davada, asıl davaya konu olaydan 10 gün önce de davalılar tarafından yapılan kazı çalışması nedeniyle sigortalı işyerine yağmur sularının sızdığı belirtilerek sigortalıya ödenen 17.963,20 TL’nin davalılardan tahsili talep edilmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; asıl dava yönünden davanın kısmen kabulü ile 19.254,00 TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 13.711,76 TL’nin davalı sigorta şirketi dışındaki davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, ayrıca bu alacakların toplamı olan 32.965,76 TL üzerinden 02/12/2009 tarihinden itibaren davalı sigorta şirketi dışındaki davalılar yönünden avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, birleştirilen dava yönünden davanın kısmen kabulü ile 14.370,56 TL’nin 23/11/2009 tarihinden avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sorumlu tutulmasına) fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı B.. A.. vekili, davalı İ.. İ.. vekili, davalı T. K. İnşaat Sanayi Ve Ticaret Ltd.Şti vekili, davalı G.Sigorta AŞ vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekili ve davalılar B.. A.. vekili, davalı İ.. İ.. vekili, davalı T. K.İnşaat Sanayi Ve Ticaret Ltd.Şti vekili, davalı G. Sigorta AŞ vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, 6761 sayılı TTK’nun 1301. maddesinden (6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi) kaynaklanan rücuan tazminat davasına ilişkindir.
1086 sayılı HUMK.nin 381.- 389. maddelerinde (6100 sayılı HMK.nin 294. – 297. maddeleri), hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. HUMK’nun 388. maddesinde (HMK.nin 297/2. maddesi); hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya baktığımızda; hüküm fıkrasında, hükmedilen tazminat için davalı G. Sigorta AŞ’nin hangi tarihten itibaren faizden sorumlu olduğu ve uygulanacak faizin niteliği anlaşılamamaktadır. Davalı G. Sigorta AŞ’den de faiz talep edildiğine göre bu taleple ilgili açık bir hüküm kurulmamış olması bozmayı gerektirmiştir.
3-Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde sözkonusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu’nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52) düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim, tazminat miktarını hafifletebilir. Davalıların, yargılama aşamasındaki savunmaları da gözetilerek işyerinde depolanan kumaşların, doğrudan zemin üzerine konulup konulmadığı, bu hususun zararın artmasına etkisi olup olmadığı ve bu nedenle müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı tartışılmadan karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekili ve davalılar B.. A.. vekili, davalı İ.. İ.. vekili, davalı T. K. İnşaat Sanayi Ve Ticaret Ltd.Şti vekili, davalı G. Sigorta AŞ vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı B.. A.. vekili, davalı İ.. İ.. vekili, davalı T. K. İnşaat Sanayi Ve Ticaret Ltd.Şti vekili, davalı G. Sigorta AŞ vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı B.. A.., davalı İ.. İ.., davalı T. K. İnşaat Sanayi Ve Ticaret Ltd.Şti, davalı G. Sigorta AŞ’ye geri verilmesine 09/11/2015 gününde oybirliği ile karar verildi.