YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17808
KARAR NO : 2014/1669
KARAR TARİHİ : 13.02.2014
MAHKEMESİ : Bursa 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 20/06/2013
NUMARASI : 2013/87-2013/225
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı şirkete kasko sigortalı olan, müvekkiline ait aracın tek taraflı kazada hasarlandığını, ihbara rağmen davalının zararı karşılamadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 10.000 TL’nin kaza tarihinden işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiş; hükmün bozulmasından sonra verdiği 23.5.2013 tarihli ıslah dilekçesinde talebini 7.500 TL daha artırarak toplam 17.500 TL’nin davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davaya konu kazanın münhasıran alkolün etkisi altında meydana geldiğini, ayrıca sürücüsünün ehliyetinin bulunmadığını hasarın teminat kapsamında olmadığını, hasar miktarının fahiş olduğunu, davacı tarafın ıslah talebinin zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
29.12.2011 gün 2009/365-2011/547 sayılı davanın reddine dair önceki hükmün davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairenin 15.11.2012 gün 2012/2958-12591 sayılı ilamı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmasından sonra davanın kabulü ile 17.500 TL tazminatın 10.000 TL’sının kaza tarihinden, 7.500 TL’sının ıslah tarihinden işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, kasko sigorta sözleşmesine dayanılarak sigortalı tarafından kasko sigorta şirketi aleyhine açılan tazminat istemine ilişkindir. Dava 1086 Sayılı HUMK’nun yürürlükte olduğu 19.9.2009 tarihinde açılmıştır. Davacı vekili, dava dilekçesinde şimdilik 10.000 TL’nin tazminini talep etmiştir. Dosyada mevcut ekspertiz raporu ve bozmadan önce alınan 8.7.2011 tarihli bilirkişi raporunda aracın pertinin uygun olduğu, sovtaj bedelinin tenzilinden sonra 17.500 TL zarar olduğu tespit edilmiştir. Davanın reddine dair önceki hükmün davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairenin 15.11.2012 gün 2012/2958-12591 sayılı ilamı ile hükmün esastan bozulmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili bozmadan sonra 23.5.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 7.500 TL daha artırarak toplam 17500 TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiş; davalı vekili tarafından süresinde ıslah talebine karşı zamanaşımı defiinde bulunulmuştur.
Bu durumda mahkemece, dava tarihine göre bozmadan sonra ıslah yapılamayacağından, davacı vekilinin ıslah talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabule göre de TTK’nun 1268 maddesi hükmüne göre sigorta sözleşmelerinden kaynaklanan davalar 2 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Sözleşmeye dayanılarak açılan davalarda ceza zamanaşımı uygulanmaz. Davaya konu trafik kazası 4.4.2009 tarihinde meydana gelmiş olup, davacı vekili iki yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra 23.5.2013 tarihinde ıslah talebinde bulunmuştur.Kısmi davalarda sadece dava konusu edilen miktarla ilgili zamanaşımı kesilmiş olup, fazlaya ilişkin saklı tutulan kısımla ilgili zamanaşımı kesilmemektedir. Bu durumda mahkemece davalı vekilinin zamanaşımı definin kabulü ile ıslahla artırılan 7.500 TL yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu gibi BK’nun 125.maddesine istinaden davanın 17.500 TL üzerinden tamamen kabulüne karar verilmesi de doğru değildir.
SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı F.. A.. vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı taraf yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 13.2.2014 gününde üye A.O..’ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dairenin zamanaşımı yönünden bozma gerekçesi yerinde olmakla birlikte, bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı yönündeki ek gerekçe yerinde değildir. Zira ilk karar sigortalı araç sürücüsünün kararda gösterilen kişi olmadığı, başka bir kişinin sürücü olduğu ve alkollü olmadığı, bu yüzden de hasarın tazminata dahil olduğu gerekçesiyle bozulmuştur. Her ne kadar ilk karar esastan ret kararı ise de, gerekçesi sürücünün alkollü olmasına dayalıdır. Daire bozması ise sürücünün kararda gösterilen kişinin değil bir başka kişi ve alkolsüzlüğüne dayalı olmakla, yapılan bozma aslında daha çok usule yaklaşan bir bozmadır.
O halde dairenin bozma kararından sonra ıslah yapılamayacağı gerekçesi önceki bozmanın niteliği dikkate alındığında usule uygun değildir.
Bu nedenle Daire çoğunluğunun 2 numaralı bozma bendinin 1, 2 ve 3 numaralı paragraflarındaki gerekçeye katılmıyorum.