Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/1776 E. 2014/9846 K. 24.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1776
KARAR NO : 2014/9846
KARAR TARİHİ : 24.06.2014

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-

Hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamında özetle; davanın, İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, bu tür davaların dinlenebilme koşullarından birisinin de davacının gerçek bir alacağının bulunması diğer bir söyleyişle tasarrufta bulunan kişinin gerçekten borçlu olmasının gerektiği, bu nedenle, iptal davasında davalı üçüncü kişi, aciz belgesine bağlanan alacağın gerçekte olmadığını, borçlu ile alacaklı arasında muvazaa bulunduğunu savunabileceği, davalı üçüncü kişinin davacının borçludan alacaklı olmadığını savunması durumunda mahkemece bu savunmanın araştırılması gerektiği, eğer gerçek bir borç yoksa alacak da söz konusu olamıyacağından iptal davasının dinlenmesinin mümkün olmadığı, 19.6.2002-15/495-528-15.H.D 3.3.2003 tarih 338-1021 Esas, Karar ilamları bu doğrultudadır). Somut olayda davalı … vekilinin 14.6.2006 tarihli cevap dilekçesinde takip konusu alacağın muvazaalı olduğunu belirterek gerekçelerini ve bu konudaki delillerini bildirdiği, davacı vekili 15.3.2007 tarihli dilekçesinde borcun kaynağı olarak borçlunun davacının bayiiliğini bıraktığı
../…

bayiiliğini alırken davacıdan aldığı 100.000 TL’yi aşkın borçtan, 2006/516 Esas sayılı dosyasındaki kefilliği ve borçlu ile sahibi olduğu olan borcuna mahsuben ödediği 34.000 TL alacağından doğduğunu bu amaçla takip konusu 2.2.2005 tanzim 5.3.2005 vadeli 100.000 TL’lık bononun düzenlendiğini açıkladığı, o halde mahkemece müzekkere yazılarak davacı ile rasındaki bayiilik sözleşmesinin iptali ile, davalı borçlunun adı geçen şirket ile yaptığı bayiilik sözleşmesi ve bedelini gösterir belgeler ile sayılı takip dosyası ve bu dosya nedeniyle davacının davalı borçlu adına yaptığı ödemeler, davacının davalı borçlu ve sahibi olduğu borcuna mahsuben yaptığı 34.000 TL’lık ödeme belgelerinin istenmesi; , 2006/198 Esas sayılı dosyasında Avukat …’ın davalı … vekili olarak 22.3.2006 tarihine kadar davayı takip ettiği, 2006/2443 Esas sayılı takip dosyasında 16.3.2006 tarihi itibarıyla aynı avukatın davacı …vekili olarak borçlu … aleyhine icra takibi başlattığı, 2006/2443 Esas sayılı takip dosyasının kesinleşme şekli, borçlu adına kayıtlı ve haczedilen iki araçla ilgili takip işlemlerine devam edilip edilemediği, sayılı takip dosyasına göre davalılar arasında husumet olup olmadığı, borçlu … ve ortağı olduğu dosyada mevcut banka hesap hareketleri gözönüne alınarak takip konusu alacağın varlığı kesinleştiği takdirde davacının takip konusu alacağı tahsil edebilme olanağı bulunup bulunmadığı ve bu yönde yaptığı işlemler üzerinde durulmalı, gerektiğinde borçlunun banka hesap hareketlerine göre takip tarihi itibarıyla alacağın tahsil kabiliyeti olup olmadığı yönünden bilirkişi raporu alınmalı, taraf delilleri eksiksiz toplandıktan ve değerlendirildikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisinin isabetli olmadığı, kabule göre de; tasarruf değeri üzerinden alınması gereken harç miktarı ile davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinin de eksik hesaplanmasının doğru olmadığı gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve bozma ilamı doğrultusunda davacı alacaklı ile borçlu … arasında gerçek bir alacak borç ilişkisinin varlığı davacı tarafından ispatlanamadığı,bu durumda davanın dinlenmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
../…

Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava önşart yokluğu nedeniyle reddedildiğinden kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına 7/2 maddesi gereğince maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdiri ve dava açılırken yatırılan 81.00 TL ve 20.8.2008 tarihli ıslah dilekçesi ile yatırılan 1.185,30 TL ıslah harcını toplamı olan 1.266,30 TL harçtan 21,15 TL red harcının mahsubu ile bakiye 1.245.15 TL harcın talep halinde davacıya iadesine karar verilmesi gerekirken ıslah harcının hesaplamaya dahil edilmemesi doğru değil bozma nedenini ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 2.bendindeki “peşin alınan 81.00 TL” ibaresinin çıkarılarak yerine “peşin alınan ve ıslah harcı olarak alınan toplam 1.266,30 TL” ibaresinin yazılarak; aynı bentteki “59,85 TL” ibaresinin çıkarılarak yerine “1.245,15 TL” ibarelerinin yazılarak,hükmün 5.bendindeki “12.maddesi gereğince tayin ve takdir olunan 9.554,00 TL “ibaresinin çıkarılarak yerine “7/2 maddesi gereğince takdir edilen 1.200,00 TL maktu“ ibaresinin yazılmak suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 24.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.