Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/17598 E. 2014/1639 K. 13.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17598
KARAR NO : 2014/1639
KARAR TARİHİ : 13.02.2014

MAHKEMESİ : Söke İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/02/2012
NUMARASI : 2011/86-2012/48

Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı 3.kişi vekili, Söke İcra Müdürlüğünün 2007/5302 sayılı takip dosyasından 26.12.2007 tarihinde haczedilen menkullerin, 25.12.2007 tanzim, 15.09.2007 vadeli borcun karşılığı olarak 25.12.2007 tarihli rehin sözleşmesi gereğince müvekkiline rehin verildiğini, müvekkilinin haczedilen mallar üzerinde rehin hakkı sahibi olduğunu, eşyaların bu ayni hakka zarar gelmemek şartı ile haczedilmiş sayılmasını talep etmiş, 28.04.2008 tarihli dilekçesi ile de dava konusu, menkullerin satışı yapıldığından satırş bedelini davalı alacaklıdan tahsilini istemiştir.
Davalı alacaklı vekili, rehin sözleşmesinin muvazaalı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece Söke İcra Hukuk Mahkemesinin 2007/23-D.İş sayılı kararıyla haczedilen menkullerin rehinli olduğunun tespit edildiği ve rehinle yükümlü olacak haczine ve satışına karar verildiği, rehin alacaklısı davacının rehin hakkından doğan alacağının zarara uğramadığı, rehin iptali davası açılmadığı dolayısıyla davacının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı 3.kişi vekilince temyiz edilmesi üzerine karar, Dairemizin 23.11.2010 gün ve 2010/3535-10005 sayılı ilamıyla davacının öncelikle geçerli bir rehin hakkına sahip olup olmadığının belirlenmesi, bundan sonra istihkak iddiası konusunda olumlu yada olumsuz bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, davacı 3.kişinin dava konusu menkuller üzerinde geçerli bir rehin hakkına sahip olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, 3.kişinin İİK’nun 96. vd. maddelerine dayalı istihkak davasına ilişkindir.
Mahkemece dava konusu mahcuzlar üzerinde rehin hakkı bulunduğu kabul edilmiş ise de varılan sonuç dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Kanundaki istisnalar dışında bir taşınır üzerinde ancak teslimi meşrut olarak rehin hakkı kurulabilir. Rehin veren, rehin olunan taşınır malı fiilen ve tek başına elde bulundukça, rehin alan için rehin hakkı sabit olmaz. Başka bir değişle menkul rehninden söz edebilmek için öncelikle rehin verilenin (malın) rehin alacaklısına teslimi (zilyetliğin devri) gerekir. Somut olayda, istihkaka konu edilen menkul malların borçluya ödeme emri tebliğ edilen, takibe konu senetde yazılı adreste, borçluya ait işyerinde borçlunun elinde haczedildiği haciz tutanağı içeriği ile sabittir.
Davacı 3.kişi mahcuzların kendisine rehin edilmiş olduğunu iddia etmiş ise de rehindeki teslim şartının gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Kaldı ki, davacı 3.kişi ile borçlu arasındaki 25.12.2007 tarihli rehin sözleşmesi, borcun doğumundan sonra ve dava konusu bir gün önce düzenlenmiştir. Bu durumda, mahcuz malların davacı 3.kişiye (rehin alacaklısına) temliki (zilyetliğin devri) söz konusu olmadığından ve rehin sözleşmesi borcun doğumundan sonraki tarihi taşıdığından davacı 3.kişinin iyiniyetli olduğundan söz edilemez. Bu nedenle rehnin geçersizliği kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de; dava konusu mahcuzların 10.03.2008 tarihli ihale ile alacaklıya, alacağına mahsubun satıldığı, başka bir değişle mahcuz malın paraya geçirildiği, davanın bedele dönüştüğü anlaşılmaktadır. Mahkemece bu yön gözardı edilerek malın bedeline yönelik hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya geri verilmesine 13.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.