Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/17500 E. 2013/15536 K. 12.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17500
KARAR NO : 2013/15536
KARAR TARİHİ : 12.11.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsiziliğine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davalı …’na ait davalı … şirketine Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı aracın davacı idaresinde bulunan araca çarpması nedeniyle davacının yaralandığını, yapılan tedavilere rağmen sakat kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 5.000 TL. maddi tazminatın davalılardan,40.000 TL. manevi tazminatın davalı …’ndan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar ayrı ayrı kusur oranı ve tazminat miktarını kabul etmediklerini, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece toplanan delillere göre davalı … yönünden mahkemenin görevsizliğine, dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, davalı … yönünden kamu hizmeti görülürken kamu görevlisinin kusurunda kamu idaresinin sorumlu olduğu ve kamu idaresinin sorumluluğu hizmet kusuruna dayandığından davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiği gerekçesi ile davalı … hakkında açılan davanın tefriki ile mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş … yönünden verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir Anayasanın 125 inci maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış olup, bununla
birlikte idarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişinde nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusurunun hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleştiği ve bunun idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açtığında kuşku bulunmamaktadır.
Kamu hizmetlerini yürütmekte görevli kılınmış bir kamu kurum veya kuruluşunun kendisini görevli kılan kanunlarda gösterilen hizmetlerden birinin yürütülmesi sırasında hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi sebebiyle kişilere verdiği zararın tazmini istemine ilişkin davada, kamu hizmetinin yöntemine uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, kamu yararına uygun olarak işletilip işletilmediğinin ve hizmet kusuruyla zarara sebep olunup olunmadığının saptanmasının idari yargı yerine ait olduğu tartışmasızdır.
Dosya içeriğine göre, davalı … kazaya neden olan aracın malikidir.2918 sayılı Karayolları Trafik Yasasının 106. maddesinde genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine ve belediyelere, kamu iktisadı teşebbüslerine ve kamu kuruluşlarına ait motorlu araçların sebep oldukları zararlardan dolayı bu yasanın işletenin sorumluluğuna ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir. Aynı yasanın 3. maddesinde işletenin tanımı yapılmış,araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır denilmiş, 85. maddesinde ise bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları düzenlenmiştir.Açıklanan bu hususlara göre uyuşmazlığın çözümünde 2918 sayılı Yasanın uygulanacağı ve aynı yasa gereğince uyuşmazlığın çözüm yerinin adli yargı yeri olduğu
gözetilmeden yazılı gerekçeyle yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya uygun görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ;Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 12.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.