Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/17431 E. 2014/3514 K. 13.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17431
KARAR NO : 2014/3514
KARAR TARİHİ : 13.03.2014

MAHKEMESİ : Denizli 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/11/2011
NUMARASI : 2009/363-2011/1448

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-

Davacı sigorta şirketi vekili, davalının işleteni olduğu ve müvekkili sigorta şirketi tarafından Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalanan aracın, 11.03.2006 tarihinde dava dışı sürücü S. Ö. tarafından alkollü olarak kullanılması sırasında park halindeki iki araca çarparak araçların hasarına sebebiyet verdiğini, müvekkili sigorta şirketi tarafından zarar gören araç sahiplerine toplam 4.622,00 TL tazminat ödendiğini, ödenen bu tazminatın rucuan tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine itiraz edilmesi üzerine icra takibin durduğunu belirterek icra takibine itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili ise, müvekkilinin işleteni olduğu aracın kaza sırasındaki sürücüsünün, S.Ö. olmadığını, adı geçen kişinin alkollü olduğunu ancak, aracı kullanmayıp aracın içinde yolcu olarak bulunduğunu, S. Ö. tarafından alkollü olarak araç kullandığı iddiasıyla ehliyetinin geri alınması işleminin iptali için İdare Mahkemesinde dava açıldığını ve işlemin iptaline karar verildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, “kesinleşen İdare Mahkemesi kararına göre, aracın, alkollü olduğu tespit edilen S. Ö. tarafından kullanıldığı sabit olmadığından bu kişi hakkında alkolü araç kullanmaktan dolayı ehliyetinin geri alınmasına ilişkin idari işlemin iptaline karar verildiği, böylece davalının işleteni olduğu aracın alkollü olarak kullanıldığının sübuta ermediği” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ZMSS sözleşmesine dayanılarak, sigortalı aracın sürücüsünün alkollü olması sebebiyle zararın, münhasıran alkolün etkisi altında meydana geldiği ve teminat kapsamında olmadığı iddiasıyla, olayda zarar gören 3.kişiye ödenen hasar bedelinin sigortalıdan (akitten) tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sorumluluk Genel Şartlarının B.4.d maddesinde; tazminatı gerektirin olay işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sorumluluk Genel Şartlarının B.4.d maddesine dayanılarak açılan bu davada; davacı vekili, sigortalı aracın, olay günü 1,16 promil alkollü olduğu belirlenen S. Ö.tarafından kullanıldığını, aldığı alkolün etkisi ile de kazaya neden olduğunu ileri sürmüş ve delil olarak trafik kazası tespit tutanağına dayanmıştır.
Davalı vekili ise, aracın sürücüsünün S. Ö. olmadığını savunmuş ve delil olarak adı geçen şahıs hakkında alkollü olarak araç kullanması nedeniyle verilen ehliyetinin geri alınması işleminin iptali için açılan ve sonuçlanan İdare Mahkemesi dava dosyasına dayanmıştır.
Mahkemece, davalı vekilinin savunmasında belirttiği İdare Mahkemesine ait dava dosyası getirtilerek incelenmiş ve yapılan yargılama sonucunda, “kesinleşen İdare Mahkemesi kararına göre, aracın, alkollü olduğu tespit edilen S. Ö. tarafından kullanıldığı sabit olmadığından bu kişi hakkında alkollü araç kullanmaktan dolayı ehliyetinin geri alınmasına ilişkin idari işlemin iptaline karar verildiği, böylece davalının işleteni olduğu aracın alkollü olarak kullanıldığının sübuta ermediği” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; sigortalı aracın sürücüsünün alkollü olduğu belirlenen S.Ö. olup olmadığı ve kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana gelip gelmediği, S.Ö. hakkında olay günü alkollü olarak araç kullanması nedeniyle verilen ehliyetinin geri alınmasına ilişkin idari işlemin iptali için açılan davanın sonucunda İdare Mahkemesince verilen kararda araç sürücüsünün kim olduğu konusunda kesin bir belirleme yapılıp yapılmadığı, bu kararın gerekçesinin ve gerekçesine dayanak teşkil eden delillerin de eldeki bu davada sigortalı aracın sürücüsünün alkollü olduğu belirlenen S.Ö. olduğu yönünde ileri sürülen iddianın aksinin ispatı için yeterli nitelikte görülüp görülemeyeceği noktalarında toplanmaktadır.
Davaya konu kaza sonrasında olay yerine gelen polis memurlarınca düzenlenen kaza tespit tutanağında, sigortalı aracın sürücüsünün alkollü olduğu belirlenen S.Ö.olduğu belirtilmiş ve sürücü olarak gösterilen S. Ö. hakkında alkollü olarak araç kullanması nedeniyle ehliyetinin altı ay süreyle geri alınmasına karar verilmiştir. S. Ö. tarafından bu işlemin iptali için İdare Mahkemesinde açılan dava dosyasının incelenmesinden de; S. Ö.’ın, aracın olay günü dayısının gelini olan Nihal Vural tarafından kullanılırken aracın kontrolden çıkarak yol üzerinde park etmiş araçlara çarptığını, kendisinin ise bu aracın içinde yolcu olarak bulunduğunu ileri sürerek idari yaptırım kararının iptaline karar verilmesini istediği, kaza sesini duyarak araçlarının yanına gelen araç sahiplerinin de “ çarpma sesini duyduklarında dışarıya çıktıklarını, aracın yanında S.i Ö.’ı yakaladıklarını, onu polise götürdüklerini, ancak aracın kimin tarafından kullanıldığını görmediklerini” beyan ettikleri ve İdare Mahkemesince de “aracın, alkollü olduğu tespit edilen S. Ö. tarafından kullanıldığının sabit olmadığı” gerekçesi ile işlemin iptaline karar verildiği ve bu kararın onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır.
İdare Mahkemesince verilen ve kesinleşen kararın yukarıda yazılı gerekçesinde, sigortalı aracın olay günü sürücüsünün alkollü olduğu belirlenen S.Ö. olmadığı yönünde kesin bir belirleme yapılmamıştır. Bu nedenle; İdare Mahkemesince ispat yetersizliğine dayanılarak verilen kararın ve karara dayanak teşkil eden delillerin, eldeki bu dava yönünden, zarara neden olan sigortalı aracın kaza sırasındaki sürücüsünün alkollü olduğu belirlenen S. Ö olmadığının kabulü için yeterli olmadığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu kazaya ilişkin kaza tespit tutanağında, sürücünün S. Ö. olduğu belirtilmiştir. Kaza tespit tutanakları ise aksi ispat edilene kadar geçerli resmi belge niteliğindedir.
Bu durumda; mahkemece, kaza tespit tutanaklarının aksi sabit oluncaya kadar geçerli resmi belgelerden olduğu gözetilerek, tutanağı düzenleyen polis memurlarının tanık sıfatı ile dinlenmesi ve tanık beyanları ile tüm deliller birlikte değerlendirilerek, zarara neden olan aracın kaza sırasındaki sürücünün S.Ö. olup olmadığının tespit edilerek açıklığa kavuşturulması, sürücünün S.Ö. olduğunun belirlenmesi halinde ise; kaza saatine göre kaza anındaki alkol oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunup bulunmadığı, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında olup olmadığı üzerinde durulması, içinde nörolog doktorun da bulunduğu uzman bilirkişi kurulundan rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 13.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.