Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/17101 E. 2013/18007 K. 19.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17101
KARAR NO : 2013/18007
KARAR TARİHİ : 19.12.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün temyizen tetkiki davacı ve davalılar … ve … vekilince istenmiş davalılar … ve … vekilince duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 17.12.2013 Salı günü davacı Hazine vekili Av. … ve davalılar … ve … geldiler. Diğer davalılardan gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunanlar davacı vekili ile davalılar … ve … dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.

-K A R A R-
Davacı vekili davalı …’nın müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmadığını ancak alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile kendisine ait taşınmazları…’a sattığını onunda davalı …ne sattığını öne sürerek yapılan tasarrufların iptalini talep etmiş, mahkemece davanın redine karar verilmiş, karar taraf teşkili yönünden Yargıtay 15. Hukuk Dairesince bozulmuş olup mahkemece bozmaya uyulduktan sonra ivazlar arasında fahiş fark olması nedeniyle dahili davalılar … ve … hakkındaki davanın KABULÜNE ve taşınmazların rayiç değeri olan 93.000,00.-TL’nin (Hazine alacağı ve fer’ileri ile sınırlı olaraktan ) dahili davalılar … ve …’tan alınarak davacı Maliye Hazine’sine verilmesine, davalı … yönünden ise davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekili ile davalılar … ve … tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine,
2-Davalılar … ve …’ın temyiz itirazlarına gelince; Dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. İptal davasından maksat İİK.nun 27, 28, 29 ve 30. maddelerinde yazıldığı gibi alacağın tahsilini temin için borcun doğumundan sonra yapılan tasarruflarının iptaline hükmettirmektir. Bu davanın önkoşulu ise, borçlu hakkında yapılıp kesinleşen bir alacağın bulunmasıdır. Ön koşulun bulunması halinde ise 6183 sayılı yasanın 27, 28, 29 ve 30. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle 6183 sayılı yasanın 28.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 30.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 29.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır. Aynı yasanın 25. maddesine göre iptal davası borçlu ve borçlu ile hukuki işlemde bulunan kimselerle bunların mirasçılarına karşı açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir. Buradaki üçüncü kişiden maksat, borçlu ile doğrudan işlem yapan değil, borçlu ile işlemde bulunan kişiden mal veya hakkı satın alan kişi olup uygulamada buna dördüncü kişi denilir. Borçlu ile işlemde bulunmayan dördüncü kişiler hakkında dava açılıp açılmaması davacının isteğine bağlıdır ve bu kişiler yönünden iptal kararı verilebilmesi kötü niyetli olduklarının yani
borçlunun alacaklılara zarar verme kastı ile hareket ettiğini bilen veya bilmesi gereken kişilerden olduklarının kanıtlanmasına bağlıdır. İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın elden çıkardığı tarihteki gerçek değeridir. Somut olayda dava konusu 462 ada 1 sayılı parsel üzerindeki 1-2 ve 3 nolu bağımsız bölümler 09.08.1996 tarihinde üzerindeki 100 Milyar TL (Yeni 100.000.00 TL) ipotekle birlikte 500.000.000.00’er TL (Yeni 500 TL) bedelle borçlu davalı … tarafından davalı…a satılımış, onun tarafından da 07.11.1996 tarihinde 1 ve 3 nolu bağımsız bölümler 20’er Milyar TL.(Yeni 20.000.00 TL), 2 nolu bağımsız bölüm 40 Milyar TL (Yeni 40.000.00 TL) bedeller ve üzerindeki İİK.nın 150/c maddesi şerhi ile yine 100 Milyar TL ipotek bedeli ile birlikte … A.Ş.’ye satılmıştır. Toprakbank’a TMSF tarafından yasa uyarınca el konulmasından sonra taşınmazlar TMSF adına tescil edilip 18.09.2003 tarihinde dava dışı kişilere satılmışlardır. Davalı … tarafından … 6. icra müdürlüğünün 1996/11679 sayılı dosyası ile dava konusu taşınmazlar yönünden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatılmış ise de bu takip sonuçlanmadan borçlu davalı … ve davalı …’ın aralarında bulunduğu kişilerle bir satış protokolü düzenlenerek taşınmazları satın alma hususunda anlaşma yapılmış, bu anlaşma uyarınca alacağını tahsil ettikten sonra 39.790.500.000 TL.nin davalı … adına … Şubesinde açılan hesaba 07.11.1996 tarihinde yatırılmış olduğu dosya içeriğinden anlaşılmış, ancak 3. kişi konumundaki davalı Yusuf tarafından taşınmazlar daha satın alınmadan üzerlerinde bulunan ipotekler nedeniyle icra takibi yapıldığı ve satış parasının en azından bir bölümünün alacağa mahsup edildiği, geri kalan paranın ise…un hesabına yatırıldığı bildirilmiş ise de bu paranın Yusuf tarafından tahsil edilip edilmediği anlaşılamamaktadır. Bu durumda mahkemece davalı Yusuf tarafından taşınmazların bir protokol çerçevesinde satılmış olması ve ipotek bedelinin bu satıştan mahsup edildiği bildirildiğine göre davalı … hesabına yatırılan paranın kim ya da kimler tarafından bankadan çekil-
diği, satış parasından davalı…un malvarlığında kalan bir para olup olmadığının araştırılması, davalı … tarafından çekilen para olmaması veya mal varlığında kalan bir para olmaması halinde davanın konusuz kalacağının düşünülmesi ondan sonra toplanan ve toplanacak tüm delillerin birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ:Yukarda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar … ve …’ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu davalılar lehine BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davalılar … ve … yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 24,30 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı … ve Firdevs’e geri verilmesine 19.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.