Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/1710 E. 2014/1564 K. 11.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1710
KARAR NO : 2014/1564
KARAR TARİHİ : 11.02.2014

MAHKEMESİ : Kargı Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 30/05/2012
NUMARASI : 2008/3-2012/108

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili, davalı A..Sigorta A.Ş. Vekili, davalılar K..G..ve Ş..G..vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
– K A R A R –
Davacı vekili, davalı tarafa ait sürücünün kusurlu hareketi ile kaza yapması sonucu müvekkillerinin desteğinin hayatını kaybettiğini açıklayıp fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 10,000,00-TL maddi, 45.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah ile talebini yükselterek davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden, diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren faize karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile davacı Maria lehine 39.585,18 TL maddi tazminatın ıslah tarihinden itibaren yasal faiz ile, davacı Maria için 30.000 TL manevi tazminatın, davacı Aylin lehine 15.000 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminat yönünden faiz talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili, davalı Allianz Sigorta A.Ş. vekili, davalılar K..G.. ve Ş..G.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacı vekilinin ve davalı sigorta şirketi vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi ile davalılar K..G..ve Ş..G.. vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlık davacı vekili tarafından 27.03.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden, diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren faiz talep edilmiş olması ve mahkemece ıslah tarihinden itibaren karar verilmiş olmasından kaynaklanmaktadır.
Trafik kazaları nitelikleri itibariyle haksız fiillerdendir. Haksız fiillerde temerrüt tarihi haksız fiilin meydana geldiği tarih olup zarar sorumlusuna ayrıca ihbar ve ihtar edilmesine gerek yoktur. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. O halde, davalılar araç maliki ve sürücü yönünden faiz başlangıcının asıl ve ıslah edilen maddi tazminat talebi yönünden kaza tarihi olarak kabulü gerekir.
Diğer davalı sigorta şirketi yönünden ise; 2918 sayılı KTK.’nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigortaya başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir.
Yukarıda açıklanan ilke ve alacağı doğuran sebebin esasen haksız eylemden kaynaklanmış olmasına göre, ıslah ile istenilen tazminat için de, aynı tarihten itibaren temerrüt faizi uygulanması gerekir. Zira, davalı sigorta şirketi ile davacı arasındaki hukuki ilişki, sözleşme ilişkisi değildir. Borcun nedeni haksız eylemdir. Yukarıda anılan hükümlere göre, davalı sigorta şirketi bakımından temerrüt faizinin başlangıcını oluşturan ihbar yükümlülüğünde esas olan, zarar miktarı değil, kazanın ihbar edilmesidir. Kazanın ihbar edilmesiyle, zararın miktarını belirlemek sigortanın sorumluluğundadır. Bu itibarla, sigorta şirketine başvuru yapılması veya dava açılmasıyla; kaza, davalı sigorta şirketine ihbar edilmiş olacağından, anılan hükümlerde öngörülen koşullar yerine getirilmiş olacaktır.
Bu durumda mahkemece, maddi tazminat alacağının tamamı için davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren, diğer davalı işleten ve sürücü yönünden ise olay tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Davacı vekili, dava dilekçesi ile manevi tazminat talebi yönünden de faiz talebinde bulunmuştur. Mahkemece bu yöndeki talebin kabulü gerekirken reddine karar verilmesi doğru değildir.
4-2918 sayılı Karayolları Trafik Kanun’unun 92. maddesinin (f) bendi ile Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarının 3.maddesinin (e) bendine göre zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davalı sigorta şirketi manevi tazminattan sorumlu değildir. Davalı sigorta şirketi aleyhine manevi tazminata hükmedilmesi isabetli değildir.
5-Bozma nedenine göre davalı sigorta şirketi vekilinin manevi tazminattan dolayı hükmedilen vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin ve davalı sigorta şirketinin diğer, davalılar K.g.. ve Ş..G.. vekilinin tümden temyiz itirazlarının reddine, 2, 3 ve 4 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin ve davalı sigorta Şirketi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 5 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı sigorta şirketinin diğer temyiz itirazlarının bozma nedenine göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 2.682,91 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılar K..G.. ve Ş..G..’den alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara ve davalı K.. S.. A.Ş.’ye geri verilmesine 11.2.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.