Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/1706 E. 2014/762 K. 23.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1706
KARAR NO : 2014/762
KARAR TARİHİ : 23.01.2014

MAHKEMESİ : Kuşadası 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/10/2012
NUMARASI : 2011/189-2012/361

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili, davalı D.Haber Ajansı A.Ş. ve S.. Y.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleten, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu araçla davacıların desteği Turgut idaresindeki motosikletin karıştığı trafik kazasında destek Turgun’un vefat ettiğini belirterek destekten yoksun kalma nedeni ile fazlaya dair haklarını saklı tutarak eş Mevlüde için 5.000,00.-TL, çocukların her biri için 2.500,00.-TL olmak üzere toplam 10.000,00.-TL maddi tazminatın sigorta şirketinden dava, diğer davalılardan olay tarihinden, ayrıca eş Mevlüde için 25.000,00.-TL, çocukların her biri için 20.000,00.-TL olmak üzere toplam 65.000,00-TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiş, talebini ıslah dilekçesiyle arttırmıştır.
Davalı R. Sigorta A.Ş. vekili, kusur oranında, gerçek zarardan, poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı D. Haber Ajansı A.Ş. ve S.. Y.. vekili, kazanın vefat edenin kusuru ile oluştuğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı sürücünün % 100 kusurlu olduğu kabul edilerek, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile toplam 51.222,65.-TL maddi tazminatın 8.520,60.-TL’lik kısmına davalı sigorta şirketinden dava, diğer davalılardan olay, bakiye kısmına ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline, ayrıca eş Mevlüde için 10.000,00.-TL, çocukların her biri için ayrı ayrı 8.000,00.-TL olmak üzere toplam 26.000,00.-TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili, davalı D. Haber Ajansı A.Ş. ve S.. Y.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı D. Haber Ajansı A.Ş. ve S.. Y.. vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Davacılar vekilinin temyiz itirazları yönünden;
Dava davacılar desteğinin ölümü nedeni ile Borçlar Kanunu’nun 45. ve 47 maddesi (6098 sayılı TBK m. 53, 56) gereğince destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
BK.’nın 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı BK. m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Dosya kapsamından, mahkemece eş Mevlüde için 10.000,00.-TL, vefat edenin çocukları Gökhan ve Tolga için ayrı ayrı 8.000,00.-TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte, olayın meydana geliş şekli, davalıların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları da gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen davacılar için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
3-Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Ancak, trafik kazaları esas itibariyle haksız eylem sayılan hallerden olmakla birlikte trafik sigortasını yapan sigortacı bakımından temerrüdün bu tarihte oluştuğunun kabulü mümkün değildir. 2918 sayılı KTK’nın 99/I. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigortaya başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir. Açıklanan bu ilke ve alacağı doğuran sebebin esasen haksız eylemden kaynaklanmış olmasına göre, ıslah ile istenilen tazminat için de, aynı tarihten itibaren temerrüt faizi uygulanması gerekir. Zira, davalı sigorta şirketleri ile davacı arasındaki hukuki ilişkin sözleşme ilişkisi değildir. Borcun nedeni haksız eylemdir. Yukarıda anılan hükümlere göre davalı sigorta şirketi bakımından temerrüt faizinin başlangıcını oluşturan ihbar yükümlülüğünde esas olan, zarar miktarı değil, kazanın ihbar edilmesidir. Kazanın ihbar edilmesiyle, zararın miktarını belirlemek sigortanın sorumluluğundadır. Bu itibarla, sigorta şirketine başvuru yapılması veya dava açılmasıyla, kaza, davalı sigorta şirketlerine ihbar edilmiş olacağından, anılan hükümlerde öngörülen koşullar yerine getirilmiş olacaktır.
Somut olayda davalı sigorta şirketine davadan önce ihbarda bulunulduğuna ilişkin dosyada bilgi ve belge bulunmadığından, dava tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü
ile ıslah edilen miktar yönünden de dava tarihinden itibaren temerrüt faizine hükmedilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı D. Haber Ajansı A.Ş. ve S.. Y.. vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2 ve 3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 4.128,08 TL kalan harcın temyiz eden davalılar D. Haber Ajansı A.Ş ve S.. Y..’dan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 23.1.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.