Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/16697 E. 2014/1476 K. 10.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16697
KARAR NO : 2014/1476
KARAR TARİHİ : 10.02.2014

MAHKEMESİ : Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 03/07/2013
NUMARASI : 2010/225-2013/473

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davalı şirkete kasko sigortalı aracın tek taraflı kazada hasara uğradığını, davalının ihbara rağmen sigorta tazminatı ödemediğini ve hasarı tespit ettirdiklerini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla (araç hasarına ilişkin) 9.467,61 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre, davanın kabulü ile 9.467,61 TL’nın 15.09.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, Kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
TTK’nun 1268. maddesi ve Kasko Sigortası Genel Şartlarının C.9. maddesine göre, sigorta sözleşmesinden doğan alacaklar iki yılda zamanaşımına uğrar. Zamanaşımı süresinin başlangıç tarihi ise aynı Yasa’nın 1299. ve Kasko Sigortası Genel Şartlarının B.1.1. maddesi uyarınca sigortalının rizikonun gerçekleştiğini öğrendiği günden itibaren başlayan 5 günlük ihbar tarihinin son günü olmaktadır.
Somut olayda, kaza 29.01.2007 tarihinde meydana gelmiş, sigortalının 06.09.2007 tarihinde ihbarı üzerine davalı şirketçe talep red edilmiş ve 05.05.2010 tarihinde bu dava açılmıştır. BK.’nun 133. maddesindeki zamanaşımını kesen sebepler bulunmadığı gibi, davalı sigorta şirketinin davacıyı tazminatın ödeneceğine dair oyaladığı da iddia ve ispat edilmediğinden, mahkemece, rizikonun gerçekleştiğini sigortacıya bildirme borcunun doğduğu TTK’nun 1299. maddesi yollamasıyla aynı Yasa’nın 1292. maddesi hükmünde belirtilen tarihten itibaren, TTK’nun 1268. maddesindeki iki yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra davanın açıldığı anlaşılmakla, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 10.2.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.