YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/15360
KARAR NO : 2014/12588
KARAR TARİHİ : 25.09.2014
bMAHKEMESİ : Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 03/05/2012
NUMARASI : 2010/448-2012/330
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkilinin içinde yolcu olarak bulunduğu, davalı tarafa trafik sigortalı araç sürücüsünün kusurlu hareketi ile meydana gelen kazada müvekkilinin yaralandığını ve malul olduğunu, davalıya başvuru neticesinde kısmi ve açık oransız ödeme yapıldığını açıklayıp fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 7.600,00 TL’nin tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafa ödemede bulunduklarını ve buna dair ibra edildiklerini, Karayoları Trafik Kanunu’nun (KTK)/111. maddesi gereğince 2 yıllık süre içinde davanın açılmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulü ile, 7.600,00 TL’nin tahsiline karar verilmiş; hüküm,davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
2918 Sayılı KTK.’nun 111/2. maddesinde, “ Tazminat miktarına ilişkin olup da, yetersiz veya fâhiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir. “ hükmü yer almaktadır. Buna göre 2 yıllık süre hak düşürücü süredir.
Davalı An. A. T. Sigorta A.Ş. vekili, davacıya 14.602,00 TL ödeme yaparak 28.11.2006 tarihli “ibraname“ başlıklı belgeyi aldıklarını ve sorumluluklarını yerine getirdiklerini, ibraname tarihinden 2 yıllık süre geçtikten sonra açılan davanın reddine karar verilmesi
gerektiğini savunmuştur. Davacıların, ibraname içeriğine göre, davalı A. A. T. Sigorta A.Ş.’den hiçbir alacakları kalmadığını beyan ve tasdik ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, anılan ibraname üzerinde durulmaksızın, bilirkişi raporuyla belirlenen tazminat miktarından, ödenen paranın mahsubu ile kalan miktardan davalı A. A.T. Sigorta A.Ş. sorumlu tutulmuştur.
Bu durumda mahkemece, söz konusu ibranamenin geçerliliği tartışılmadan ve bu surette davalı A. A. T. Sigorta A.Ş.’nin sorumluluğunun sona erip ermediği değerlendirilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 25.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.