YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14280
KARAR NO : 2013/15106
KARAR TARİHİ : 05.11.2013
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı 3.kişi vekili ve borçlu vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı 3.kişi vekili, Ankara 7.İcra Müdürlüğünün 2011/2294 sayılı takip dosyasından yazılan talimat uyarınca, İzmir 3.İcra Müdürlüğünün 2011/4327 sayıl talimat dosyasından 20.06.2011 ve 12.07.2011 tarihli hacizlerde, davacıya ait taşanır malların haczedildiğini, borçlunun taraf olduğu sözleşmenin bir kısmının ilgili idarenin onayı alınarak davacıya devredildiğini, bunun işyeri devri olarak nitelendirilemeyeceğini, devralınan sözleşme kapsamındaki alanda borçluya ait makine ve eşya bulunmadığını belirterek, İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak istihkak davasının kabulü ile anılan hacizlerin kaldırılmasını istemiştir.
Davalı alacaklı vekili, alacaklıdan mal kaçırma amacı ile ticari işletmenin önemli bir bölümünün borcun doğumundan sonra devredilmiş gösterildiğini, devir bedelinin yurt dışındaki bir firma hesabına yaptırılmasının istenmesinin danışıklığın kanıtı olduğunu 07.03.2008 -11.04.2008 tarihleri arasında borçlu tarafından 3.kişiye 849.700,00 TL tutarında mal ve hizmet devredildiğini, yine haciz mahallinde ele geçen
15.12.2008 tarihli faturaya göre borçlunun 3.kişiye 1.430,160,00 TL tutarında asfalt beton vs. elemenları sattığını, bu koşullarda işyerini devir alan 3.kişinin işletmenin borçlarından sorumlu olacağından haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu vekili, borçlu şirketin takibe konu borcu karşılayacak miktarda mal varlığının bulnuduğunu, alacaklıdan mala kaçırma amacı ile yapılmış bir işlem bulunmadığını, borçlunun yüklenicisi olduğu işin tasfiyesinin talep edildiği ve işveren idare tarafından alınan onay ile aynı bölgede benzeri işleri üstlenen ve şantiyesi bulunan 3.kişi şirkete işin bir kısmının devredildiğini, böylece gayri nakti kredi borcu ile ilgili teminat mektuplarının geri alınması hedeflendiği, sözleşme devredilirken ekonomik değeri kalmayan malzemenin de faturaya dahil edildiği, hacizli malların 3.kişiye ait olduğunu belirtmiştir.
Mahkemece, borçlusunun yüklenicisi bulunduğu oto yolu projesi kapsamındaki işin bir kısmını 3.kişiye devrettiği, esasen bu konuda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığını, haciz mahallinde ele geçen satış sözleşmesinde dava konusu asfalt platinin 3.kişiye devrinin kararlaştırıldığı, TTK’nun 12/3 maddesinde her türlü imal ve inşa işlerinin ticarethane sayılacağının belirtildiği, anılan yasanın 11.maddesinde de ticarethanenin ticari işletme sayılacağı hüküm alına alındığı, bu nedenle borçlu ve 3.kişi arasındaki işlemin ticari işletme devri olarak kabulü ile BK’nun 179.maddesi geriğince devralanın 2 süre borçlardan sorumlu olacağından bahisle davanın reddine ve davalı alacaklı yararına tazminata karar verimiş, hüküm davacı 3.kişi vekili ve borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve davacı ve borçlu arasındaki ilişki işyeri devri niteliğinde olup işyerini devir alan 3.kişinin BK’nun 179 (YBK’nun 202.) maddesi gereğince devraldığı işletmenin borçlarından sorumlu olacağından davalı borçlu vekilinin tüm davacı 3.kişin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-20.09.2011 tarihli tedbir kararında teminat karşılığında malların muhafazasının durdurulmasına ve muhafaza altına alınan varsa yed’i emin olarak 3.kişiye bırakılmasına karar verilmiş ancak takibin durmasına karar verilmemiştir. Bu durumda 3.kişinin tutumu sonucu alacağın tahsilinin geciktiğinden söz edilemeyeceğinden İİK’nun 97/13.maddesi gereğince davalı alacaklı yararına lehe tazminat takdir edilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 Sayılı HMK’nin geçiçi 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nin 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı borçlu vekilinin tüm davacı 3.kişi vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı 3.kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 3.bendinin tümünün hüküm fıkrasından çıkartılmasına hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 3,15 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı borçludan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı 3.kişiye geri verilmesine 5.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.