YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1388
KARAR NO : 2014/639
KARAR TARİHİ : 20.01.2014
MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 22/10/2012
NUMARASI : 2010/454-2012/347
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkilinin içinde yolcu olarak bulunduğu, babası tarafından kullanılan araca dava dışı sürücünün çarpması sonucunda müvekkilinin yaralandığını ve malul olduğunu, davalıya başvuru neticesinde kısmi ödeme yapıldığını beyan ederek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL maddi tazminatın tahsilini talep etmiş, bu talebini 10.09.2012 tarihinde ıslah ederek 12.364,93 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili cevabında, talep miktarına ve faize itiraz ederek davanın reddini istemiş ve ıslah edilen kısım için zamanaşımı def’inde bulunmuştur.
Mahkemece, dosya kapsamına göre davanın kısmen kabulü ile 10.000 TL tazminatın 30.06.2009 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan sürekli işgöremezlik nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir
Somut olayda, trafik kazası 06.12.2008 tarihinde meydana gelmiş, kısmi davadaki talep, 10.09.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile artırılmıştır. Davalı, ıslah edilen kısımla ilgili olarak zamanaşımı def’inde bulunmuştur.
BK.nun 41. maddesinde haksız fiil tanımlanmış, 60. maddesinde de haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararın tazmini istemi ile açacağı davaların, zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 1 ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunduğu belirtilmiştir.
Buna karşılık, 2918 sayılı KTK.nun 109/1. Maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” hükmüne, yine aynı kanunun 109/2 maddesinde ise, “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Açıklanan ilkeler ışığında somut olay incelenecek olursa; kaza 06.12.2008 tarihinde gerçekleşmiş, davacı vekilince ıslah talebi 10.09.2012 tarihli dilekçeyle yapılmış ve aynı gün harcı yatırılmıştır. Davaya konu trafik kazası sonucunda bir kişi yaralanmış olup, davacının babası olan sürücünün eylemi kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 Sayılı TCK’nun 89 maddesi kapsamında kalmaktadır. Sürücünün anılan eylemi nedeni ile öngörülen ceza zamanaşımı süresi TCK’nın 66/1-e maddesi uyarınca 8 yıldır. Buna göre davada, kaza tarihiyle ıslah tarihi arasında uzamış ceza zamanaşımı süresi dolmamıştur. Hal böyle iken, mahkemece ıslahla artırılan kısım yönünden esas hakkında inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 20.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.