YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13330
KARAR NO : 2014/18247
KARAR TARİHİ : 11.12.2014
MAHKEMESİ : İstanbul 17. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/12/2012
NUMARASI : 2010/393-2012/357
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı F.. S.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkillerine davalıya ait araç sürücüsünün kusuru ile çarpması sonucu yaralanmasına neden olduğunu belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, geçici çalışma gücü kaybı ile yol, bakıcı gideri, tıbbi malzeme gideri ve refakatçi giderlerinden oluşan tedavi gideri için 2.500,00.-TL maddi ve ayrıca Fatma ve Hayrunnisa için ayrı ayrı 10.000,00.-TL olmak üzere toplam 20.000,00.-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiş, talebini ıslah dilekçesi ile arttırmıştır.
Davalı F.. S.. vekili, müvekkilinin sorumlu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalıya ait araç sürücüsünün % 100 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek davanın kısmen kabul kısmen reddiyle geçici çalışma gücü kaybı, tedavi ve yol giderleri için toplam 4.567,44.-TL maddi tazminatın ve Fatma için 5.000,00.-TL, Hayrunnisa için 6.000,00.-TL olmak üzere toplam 11.000,00.-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı F.. S.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle manevi tazminat talebi ile ilgili olarak hüküm kurulurken olayın meydana geliş şekli, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, olay nedeniyle duyulan acı ve elemin derecesi ve BK’nın 47. maddesindeki (6098 sayılı TBK m. 56) özel haller dikkate alınmış bulunduğuna göre, davalı F.. S.. vekilinin yerinde görülmeyen aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Dava Borçlar Kanunu’nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK m. 54) gereğince maddi tazminat ve BK 47. maddesi (TBK m. 56) gereğince manevi tazminat istemine ilişkindir.
Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlâl etmesi hali BK m. 46/I’de özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince “Cismani bir zarara düçar olan kimse külliyen veya kısmen çalışmaya muktedir olamamasından ve ileride iktisaden maruz kalacağı mahrumiyetten tevellüt eden zarar ve ziyanını ve bütün masraflarını isteyebilir”. Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlâli halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddî zararın türleri; masraflar, çalışma gücünün kısmen veya tamamen kaybından doğan zararlar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararlar şeklinde düzenlenmiştir. Borçlar Kanunu’nun 46. maddesinde belirtilen “bütün masraflar” deyimi çok geniş kapsamlıdır. Bu giderlere zarara uğrayanın katlanmak zorunda kaldığı bütün giderler dahildir.
Dava dilekçesinde nelerin yer alması gerektiği hususu 1086 sayılı HUMK’nun 179. maddesi ve 6100 sayılı HMK’nun 119. maddesinde düzenlenmiştir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 31. maddesinde (1086 sayılı HUMK m. 75) ise; “Hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir” hükmüne yer verilmiştir. O halde açıklık bulunmayan hallerde hakim, dava dilekçesinin açıklanmasını ilgili taraftan her zaman isteyebilir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde her iki müvekkilinin trafik kazası sonucu yaralandığını, geçici çalışma gücü kaybı, bakıcı gideri ve bunların yanında ulaşım masrafı, özel boyunluk ve ilaç masrafı gibi giderlerden oluşan tedavi
gideri talep hakkı doğduğunu ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 2.500,00.-TL maddi tazminat talep etmiştir. Ancak, her bir davacı yönünden hangi zarar türlerini talep ettiği ve zarar türü olarak belirttiği geçici çalışma gücü kaybı, bakıcı giderleri ve tedavi giderinin talep ettiği bu miktarın (2.500,00.-TL) ne kadarlık kısmını oluşturduğunu açıkça belirtmemiş, mahkemece de bu durumun açıklığa kavuşturulması sağlanmamıştır. Bu bakımdan öncelikle davacıların talebinin açıklatılması sağlanarak netleştirilmesi bu zarar türlerine göre yapılacak araştırma ve toplanacak deliller bakımından önemli olduğundan eksik araştırma ve inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
3-Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından sürekli veya geçici çalışma gücü kaybının varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Sözkosu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda davacı yanın geçici çalışma gücü kaybı talep etmiş olduğu anlaşılması bakımından, yukarıda belirtilen davacıların her biri yönünden talep edilen zarar türlerinin ve miktarının belirlenmesinden sonra, çalışma gücü kaybının bu bentte açıklanan yöntemle belirlenmesi gerekirken bu konuda yeterli inceleme ve değerlendirme içermeyen raporun hükme esas alınması doğru görülmemiştir.
Buna göre mahkemece bu eksikliklerin giderilmesinden sonra davacıların talep ettiği zarar türleri bakımından doktor bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
4-Ayrıca dosyaya ekli kaza tespit tutanağından davalıya ait aracın M.. Sigorta A.Ş. tarafından zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olduğu ve yine bu sigorta şirketi tarafından davacı yana yapılmış ödemeye ilişkin bir banka dekontunun bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu duruma göre davacıya ait aracın zorunlu mali sorumluluk sigortasını yapan sigorta şirketinin belirlenerek, davacıların her birine ödeme yapılmış olup olmadığı ve ödemenin hangi zarar türüne ilişkin olduğunun belirlenerek davacıların maddi zararlarının belirlenmesinde dikkate alınması gerekirken, bu yönde davalının savunması bulunmasına karşın dikkate alınmaksızın bu hususta araştırma yapılmaksızın yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması da bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı F.. S.. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2, 3 ve 4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı F.. S.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 11.12.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.