Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/12967 E. 2014/17259 K. 01.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12967
KARAR NO : 2014/17259
KARAR TARİHİ : 01.12.2014

MAHKEMESİ : Kayseri 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/10/2012
NUMARASI : 2011/329-2012/527

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkillerinin eşi/babası/dedesi olan yaya C.. B..’un 14/09/2010 tarihinde davalının sevk ve idaresindeki aracın çarpması sonucu hayatını kaybettiğini ileri sürerek davacılar için ayrı ayrı 5.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kazada davacıların murisinin kusurlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna dayanılarak, kazada yaya muris Celal’in %75, davalı sürücünün %25 oranında kusurlu olduğu gerekçesiyle davacı eş Nimet için 2.000 TL, davacı çocuklar Sabiha, Gülsevil ve Mustafa için ayrı ayrı 1.200 TL ve davacı torun Seda için 1.000 TL olmak üzere toplam 6.600 TL manevi tazminatın 14/09/2011 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, özellikle, oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacılar vekilinin aşağıdaki bentler dışında yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K.nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Somut olayda, kazanın meydana geliş şekli, davacıların vefat edene yakınlık dereceleri ve yukarıda anılan ilkeler göz önünde bulundurulduğunda davacılar için takdir olunan manevi tazminatın bir miktar düşük olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
3-Mahkemece davalı sürücü hakkında hükmolunan tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsiline hükmolunurken olay tarihinin “14/09/2010” yerine “14/09/2011” olarak yazılmış olması doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 01.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.