Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/12756 E. 2014/16695 K. 24.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12756
KARAR NO : 2014/16695
KARAR TARİHİ : 24.11.2014

MAHKEMESİ : Gülnar Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 06/02/2013
NUMARASI : 2010/279-2013/33

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların sürücüsü ve işleteni olduğu aracın 18.06.2010 tarihinde yaya müvekkiline çarpması neticesinde müvekkilinin sağ ayağında kırık meydana geldiğini, bakıma muhtaç durumda bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 4.000 TL bakıcı giderinin, 10.000 TL manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı sürücü M.. Y.. vekili, davacının yaşlı olması nedeniyle kazadan önce de bakıcısının bulunduğunu, bakıcı giderinin kaza ile ilgisinin olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı H.. K.., davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davacının maluliyet oranının, mevcut ise iş ve güçten kalma durumunun ve bakıma muhtaç hale gelip gelmediğinin tespiti için hastaneye sevki için verilen kesin sürede davacının hazır olmadığı gerekçesiyle ispatlanamayan maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dava, trafik kazasında yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, TMK.’nun 4. Maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacının kaza nedeniyle hayati fonksiyonlarını ağır derecede etkileyecek şekilde kemik kırığı olduğu ve diğer hususlar gözetildiğinde, verilen kesin süreye rağmen hastaneye başvurmadığından manevi zararının ispatlanamadığı gerekçesiyle manevi tazminatın reddi doğru bulunmamış, dosyadaki mevcut ve sunulacak delillere göre davalı sürücünün kusur oranı da gözetilerek hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
2)Mahkemece, ceza dosyasındaki sağlık raporunun yeterli olmadığı belirtilerek Adli Tıp Kurumundan rapor alınması için verilen kesin süreye rağmen davacının hastaneye sevki için hazır bulunmaması nedeniyle ispatlanamayan bakıcı gideri talebinin reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Bu halde, mahkemece davacının varsa maluliyeti, işten kalma durumu ve yaralanmasının niteliğine göre bakıcı ihtiyacı varsa süresinin tespiti için iş bu dava dosyasında ve ceza dosyasındaki mevcut tüm tedavi evrakı değerlendirilmek suretiyle Adli Tıp uzmanı bilirkişiden Sosyal Sigortalar Sağlık İşleri Tüzüğü’ne uygun rapor alınmak suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 24.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.