Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/12739 E. 2014/19300 K. 23.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12739
KARAR NO : 2014/19300
KARAR TARİHİ : 23.12.2014

MAHKEMESİ : Tekirdağ 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 01/04/2013
NUMARASI : 2010/65-2013/126

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 23.12.2014 Salı günü taraflardan gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili, davalının işleteni ve aynı zamanda sürücüsü olduğu aracın, davacıların çocuğu olan küçük Gökhan’a çarparak ağır şekilde yaralanmasına neden olduğunu, küçüğün özürlü kaldığının anlaşıldığını, okul hayatına devam edemediğini, davacıların tedavi masrafı yaptıklarını, küçüğün desteğinden mahrum kaldıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla küçük G.. G.. için 25.000,00 TL maddi, 40.000,00 TL manevi tazminat, davacı baba Ö.. G.. için 15.000,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi tazminat, davacı anne K.. G.. için 10.000,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi için maddi tazminat taleplerini küçük G.. G.. için 94.907,50 TL’ye, davacı anne ve baba için 49.005,83 TL’ye yükselttiklerini bildirmiştir.
Davalı vekili, kazanın oluşumunda küçüğünde kusurunun bulunduğunu, talep edilen tazminat tutarlarının fahiş olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile küçük G.. G.. için 15.319,50 TL, davacılar Ö.. G.. ve K.. G.. için 49.005,83 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 23.09.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, küçük G.. G.. için 40.000,00 TL, davacı Ö.. G.. için 30.000,00 TL, davacı K.. G.. için 30.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 23.09.2009 tarihinden itibaren
işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu küçüğün yaralanarak malul kalması nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın meydana geliş şekli, davalıların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları da gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacılar için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde biraz daha az manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
3-Dava dilekçesinde, davacılar anne ve babanın, çocuklarının tedavi masrafı için İstanbul iline gidip geldiği, ayrıca çocuklarının malul kalması nedeniyle desteğinden mahrum kaldıkları belirtilerek davacılar için
maddi tazminat talep edilmiştir. Hal böyleyken, aktüerya raporunda davacılar anne ve baba yönünden bakım gideri hesabı yapılmış, davacı vekili ıslah dilekçesi ile hesaplanan bakım gideri bedelini davalıdan talep etmiştir. Dava dilekçesinde talep edilmeyen zarar kalemlerinin ıslah dilekçesi ile sonradan istenmesi mümkün olmayıp, mahkemece dava dilekçesinde belirtilen zarar kalemleri yönünden karar verilmesi gerekirken talep aşılmak suretiyle ıslah dilekçesi ile talep edilen bakım gideri yönünden davanın kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 23.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.