Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/12623 E. 2014/11741 K. 15.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12623
KARAR NO : 2014/11741
KARAR TARİHİ : 15.09.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 10. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/02/2013
NUMARASI : 2007/119-2013/64

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar Refik ve F.. B.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkillerinin oğlu olan yolcu Mesut’un, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın içinde bulunduğu sırada 10/10/2005 tarihinde meydana gelen tek taraflı kazada vefat ettiğini, davalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, davalı sigorta şirketinin bir kısım ödeme yaptığını ileri sürerek fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000 TL maddi tazminatın, anne ve baba için ayrı ayrı 10.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işletilecek reeskont faiz ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı A. Oyak Sigorta A.Ş. vekili, davacılara 02/03/2006 tarihinde toplam 17.697,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalılar Refik ve F.. B.. vekili, müvekkili sürücü Ferhat’ın yakın arkadaşı olan müteveffa Mesut ile birlikte yemeğe gideceklerini, müteveffanın yoğun baskısına dayanamayan Ferhat’ın babasının aracının anahtarını çekmeceden aldığını, yemeğe gittikten sonra dönüşte araçla bir tur atmaya karar verdiklerinde kazanın olduğunu, hatır için taşınan müteveffanın emniyet kemerinin bağlı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, hatır taşımacılığı bulunmadığı, davalıların kusuruna göre hesaplanan tazminattan sigorta şirketinin yaptığı güncellenmiş ödemenin mahsubuyla davacı annenin 6.744,89 TL, davacı babanın 6.470,80 TL tazminat talep
edebileceği gerekçesiyle taleple bağlı kalınarak her bir davacı için ayrı ayrı 2.500 TL maddi tazminatın davalılardan, her bir davacı için ayrı ayrı 6.500 TL manevi tazminatın davalılar Refik ve Ferhat’tan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar Refik ve F.. B.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve manevi tazminatın takdirinde B.K.nun 47.maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre davalılar Refik ve F.. B.. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2)Dava, trafik kazasında vefat nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, davalılar müteveffanın içinde bulunduğu aracın işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısıdır. Davalılar Refik ve F.. B.. vekili, davacıların murisinin davalı sürücü Ferhat ile arkadaş olup kaza yapan araçla yemeğe gittiklerini ve gezdiklerini, müteveffanın hatır için taşındığını savunmuştur. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda BK.nun 43. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hakim tazminattan mutlaka indirme yapmak zorunda değilse de bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir.
Mahkemenin gerekçesinde “davalı Ferhat ile müteveffanın yaştaş olmaları, bu yaştaki çocukların araba kullanma konusundaki istekleri, araba kullanma konusunda birbirlerine destek verdikleri, araba kullanmaya ve yemek yemeğe gitmeye birlikte karar verdikleri” belirtildiği halde hatır taşımacılığının bulunduğu sonucuna varılması gerekirken hatır taşımacılığı bulunmadığına karar verilmesi doğru olmamıştır.
O halde mahkemece, olayda hatır taşımacılığı bulunduğu kabul edilerek, BK’nun 43. madde hükmüne göre tazminattan uygun bir indirim yapılıp sonucuna göre karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
3)Kabule göre, HUMK’nun 74. (HMK’nun 26) maddesi uyarınca, hakim taleple bağlı olup, talepten fazlasına karar verilemez. Davacı vekili
ileri sürerek toplam 5.000 TL (her bir davacı için 2.500 TL) maddi tazminat talep ettiğine ve mahkemece % 80 oranında kusura göre tazminat hesaplaması yapılması göre, tam kusura göre istenen toplam 5.000 TL maddi tazminatın %80 kısmı olan 4.000 TL (ayrı ayrı 2.000 TL) maddi tazminat hükmolunması gerekirken talep aşılarak hüküm kurulması isabetli değildir.
4-Yine kabule göre, mahkemece manevi tazminat talebinin kısmen kabul edilmesine göre, manevi tazminatın reddedilen kısmı üzerinden yargılama sırasında kendilerini vekille temsil ettiren davalılar Refik ve F.. B.. yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 10. maddesi gereğince vekalet ücretine hükmolunmaması doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar Refik ve F.. B.. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle hükmün davalılar Refik ve F.. B.. yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar Refit ve Ferhat Birken’e geri verilmesine 15.9.2014 gününde Üye ….ve Üye …. karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.

-KARŞI OY-

Davacılar vekili, davalı R.. B..’e ait olup davalı F.. B.. idaresindeki 3…..plakalı aracın tek taraflı olarak 10.10.2005 tarihinde kaza yaptığını, araçta olan M. E.’in hayatını kaybettiğini, olayda davalı sürücünün %100 kusurlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000 TL maddi tazminatın tüm davalılardan, ayrıca her bir davacı için 10.000 TL’den 20.000 TL manevi tazminatın ise davalılar Refik ve F.. B..’den 10.10.2005 olay tarihinden itibaren reeskont faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacılar vekili 12.6.2007 tarihli dilekçesi ile 5.000 TL maddi tazminat talebini her bir davacı için 2.500 TL olarak belirtmiştir.
Davalı A…Oyak Sigorta A.Ş beyan dilekçesi ile….. plakalı aracın 10.3.2005-2006 tarihler arasında Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalandığını, sorumluluklarının sigortalının kusuru ile sınırlı bulunduğunu, davacı O. E. için 7.292 TL, A.. E.. için 10.405 TL olmak üzere toplam 17.697 TL destekten yoksun-
luk tazminatı ödediklerini (2.3.2006 tarihinde), şirketlerinin ibra edildiğini belirterek davacının fazla taleplerinin reddini istemiştir.
Davalılar Refik ve F.. B.. ise cevap dilekçeleri ile müteveffa ile Ferhat’ın yakın arkadaş olup olayın davalı Ferhat’ın masanın çekmecesindeki babasına ait araç anahtarını alarak gezmeye çıktıklarını, müteveffanın emniyet kemerinin bağlı olmadığını, olayda hatır taşımacılığı bulunduğunu, kaza sonrası ölümün hastanede gerçekleştiğini belirterek davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece olayda hatır taşımasının olmadığı, alınan bilirkişi raporuna göre sürücüsü ve plakası tesbit edilemeyen aracın kazada %60, davalı sürücü F.. B..’in %20 ve müteveffanın %20 kusurlu olduğuna itibar edilerek hesaplanan destek tazminatı miktarından dava dışı plakası ve sürücüsü belirlenemeyen araç için hesaplanan %60 ve davalı Ferhat için belirlenen %20 olmak üzere toplam %80 kusura isabet eder şekilde davacı anne için 23.632,20 TL, baba için 18.305,72 TL destek tazminatı belirlenerek bu miktardan yapılan ödemeler düşüldükten sonra davacı anne A.. E.. için 6.744,89 TL, davacı baba O. E. için 6.470,80, TL tazminat hesaplanıp hatır taşıması olmadığı da kabul edilerek talep aşılamıyacağından her bir davacı için 2.500 TL’den 5.000 TL maddi tazminat ile 6.500 TL’de manevi tazminatın davacılara ayrı ayrı verilmesine karar verilmiştir.
Karar davalılar Ferhat ve R.. B.. tarafından temyiz edilmiştir.
Karar sayın çoğunluk tarafından hatır taşımasının bulunduğundan indirim yapılması gerektiği, talebin aşıldığı ve reddedilen manevi tazminata vekalet ücreti verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Sayın çoğunluğun bozma kararına katılmakla birlikte ayrı bir bozma nedeninin daha eklenmesi görüşündeyiz.
Davacıların davada talepleri davalı sürücünün %100 kusuruna isabet eden miktar olarak kısmi açılmıştır. Dava dışı ve sürücüsü-plakası belli olmayan araçla ilgili açıklama yapılmamış, bu kişiler tesbit edilerek haklarında ek dava da açılmamıştır.
Davalı malik R.. B.. 2918 KTK 86 maddesi, davalı sürücü F.. B.. ise BK 41 (TBK 49) ve devamı maddeleri gereğince haksız fiil sorumlusu olarak sürücünün kusuruna isabet eden oranda zarardan sorumludurlar.
Mahkeme kararının gerekçesinde de açıklandığı gibi benimsenen 21.4.2010 tarihli kusur bilirkişisi raporunda somut olayın gerçekleşme şekli ve ceza mahkemesi dosyasındaki kusur raporunun örtüşmesine göre olayda plakası belirlenemeyen araç %60, davalı sürücü %20 ve müteveffa da emniyet kemeri bağlamaması nedeniyle %20 kusurlu bulunmuştur. Davacı davayı davalının %100 kusuruna dayanarak açmıştır.
Artık bu durumda davacının davayı açarken kazaya karışan sorumlular yönünden teselsül hükümlerine göre davayı açmaması, davalı sürücünün olayda %20 oranında kusurlu olması, tesbit edilemeyen aracın davada taraf olmaması nedeni ile davalıların sadece kendi kusuru olan %20’e isabet eden tazminat miktarından sorumlu tutulmaları gerekir iken dava dışı plakası tesbit edilemeyen araç sürücüsünün %60 kusuru da eklenerek bulunan %80 kusura isabet eden tazminattan sorumlu tutulmaları doğru değildir.
Ayrıca diğer iki davacı ayrı ayrı 2.500 TL’den toplam 5.000 TL destekten yoksun kalma davasını kısmi açmıştır. Taleplerini ıslah ile artırmamışlardır. Bu durumda tazminat hesabı yapılırken mahkemece belirlenen maddi tazminat miktarının talep edilen her bir davacı için 2.500 TL’yi ayrı ayrı aşması halinde 2.500×2=5.000 TL üzerinden davalının %20 oranındaki kusuruna isabet eden kısmı belirlenerek BK 43-44.maddesine göre indirim yapılması gerekirken tazminatın %80’ine isabet eden kısımdan davalıların sorumlu tutulmaları doğru olmadığından kararın bu gerekçeyle de bozulması gerektiği görüşündeyiz.

Karşı oy Karşı oy
…. …..