YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12575
KARAR NO : 2014/1010
KARAR TARİHİ : 04.02.2014
MAHKEMESİ : İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 11/03/2013
NUMARASI : 2012/191-2013/57
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 4.2.2014 Salı günü davacı A..B..End. San ve Tic. A.Ş vekili Avukat N..Y.. ve davalı Tasfiye Halinde G..Dünya Sigorta A.Ş (B.. Sigorta A.Ş) vekili Avukat N..D.. geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline ait fabrikanın davalı şirkete Yangın sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, sigortalı işyerinin 12.11.1999 tarihinde meydana gelen Düzce depreminde hasar gördüğünü, makine ve emtiaların çalındığını, sigorta şirketinin sigortalıya ödeme yapmadığını belirterek 684.000 TL. tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, sigorta priminin rizikodan sonra ödendiğini, sigorta şirketinin sorumlu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda tüm dosya kapsamına göre davacının 9.11. 1999 tarihinde düzenlenen poliçe için prim peşinatın 12.11.1999 tarihinde meydana gelen depremden önce ödendiğinin davacı tarafından ispat edilemediği, sigorta şirketinin sorumlu olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava işyeri sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacı davalı tarafından 9.11.1999 tarihinde işyeri sigorta poliçesi düzenlendiğini, işyerinin 12.11.1999 tarihinde meydana gelen depremde zarar gördüğünü belirterek tazminat talep etmiş, davalı sigorta şirketi davacının işyeri için sigorta poliçesinin düzenlendiğini ancak rizikodan önce poliçe prim peşinatının yatırılmaması nedeniyle sigortanın sorumluluğunun başlamadığını, zarardan sorumlu olmadıklarını savunmuştur. Davacı vekili poliçe prim borcu peşinatının 7.11.1999 tarihli makbuz ile sigorta poliçesini düzenleyen acenteye yatırıldığını iddia etmiştir. Mahkemece poliçe prim peşinatının yatırılmadığı gerekçesi ile davanın reddine dair verilen karar davacı tarafından temyiz edilmiş, bozma ilamında poliçe primlerinin yatırılıp yatırılmadığı ve ibraz edilen makbuzun acente kayıtlarında mevcut olup olmadığının tespiti için davalı sigorta şirketinin acentesine ait defterler üzerinde inceleme yapılması gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada davalı şirket acentesine ulaşılamamış defterler üzerinde inceleme yapılamamıştır. Makbuz üzerinde bulunan imza ve yazı örneklerinin incelenmesi için alınan bilirkişi raporunda imzanın acente yetkilisine ait olduğu tespit edilmiş, poliçe numarasının ise sonradan eklenip eklenmediğinin tespit edilemeyeceği belirtilmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan T.T.K.nun 1263 üncü maddesine göre, sigorta sözleşmeleri hiç bir şekil şartına bağlı olmayıp, sigorta sözleşmesini yapmaya ehil kişilerin karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamaları ile sigorta sözleşmesi meydana gelmektedir.
Kural olarak Sigorta Hukuku’nda sigorta akdinin meydana gelmiş olması, sigortacının sorumluluğunun başlamış olmasını gerektirmez. TTK.nun 1279 ncu maddesi hükmüne göre, riziko, genel olarak sigorta sözleşmesinin vücut bulması ve yine aynı yasanın 1295/2 nci maddesi uyarınca, sigortacının sorumluluğunun başlamasından sonra oluşması halinde sigorta teminatı içerisinde kabul edilir. Sigortacının sorumluluğunun başlayabilmesi için de, TTK.nun 1282 ve 1295/2 nci maddeleri hükümleri uyarınca primin tamamının veya ilk taksitinin ödenmiş olması zorunludur.
Tüm dosya kapsamına göre davacı poliçenin düzenlenmesinden önce davalı sigorta şirketinin temsilcisi olan acenteye 7.11.1999 tarihli … numaralı makbuz ile poliçe numarası da belirtilmek suretiyle poliçe prim peşinatını ödediği, makbuzun veya makbuzda bulunan acente yetkilisine ait imzanın sahteliğinin ispat edilemediği anlaşıldığından davalı tarafından poliçe prim peşinatının rizikodan önce tahsil edildiği ve sigorta şirketinin sorumluluğunun başladığının kabulü gerekir. Mahkemece davacıya ait işyerinde deprem nedeniyle meydana gelen hasar miktarının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş hükmün açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 4.2.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.