YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12509
KARAR NO : 2014/16521
KARAR TARİHİ : 20.11.2014
MAHKEMESİ : İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 06/12/2012
NUMARASI : 2011/43-2012/471
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleten/sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın müvekkilinin yolu karşıdan karşıya geçmek istediği sırada çarpması sonucu yaralanmasına neden olduğunu belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla tedavi gideri 179,37.-TL, tedavi malzemeleri 99,00.-TL, muayene ücreti 200,00.-TL, giysi bedeli 400,00.-TL, ulaşım bedeli 1.540,00.-TL olmak üzere toplam 2.418,37.-TL maddi tazminatın her iki davalıdan, 20.000,00.-TL manevi tazminatın ise davalı M.. I..’tan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalı E.. Sigorta A.Ş. vekili, kusur oranında, gerçek zarardan, poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı M.. I.. vekili, müvekkilinin meydana gelen kazada kusurunun bulumadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı araç sürücünün %30 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek davanın kısmen kabul kısmen reddiyle tedavi ve ulaşım gideri toplam 300,00.-TL maddi tazminatın sigorta şirketinden dava, davalı Muhsin’den olay tarihinden ayrıca 3.000,00.-TL manevi tazminatın davalı M.. I..’tan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacı E.. Ş.. vekilinin yerinde görülmeyen aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Dava Borçlar Kanunu’nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK md. 54) gereğince tedavi gideri nedeniyle maddi ve BK m. 47 gereğince (TBK m. 56) manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK. m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Dosya kapsamından, kaza sonucu davacının vücudunda kemik kırığı oluştuğu ve tedavisinin basit bir tıbbi müdahale ile giderilemeyeceği ve kırığın hayat fonksiyonlarına etkisinin orta düzeyde olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece davacı için 3.000,00.-TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Manevi tazminatın değerlendirilmesinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davalıların sorumluluğunun niteliği, davacıdaki yaralanmanın niteliği ve etkisi ile kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de gözönünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu bakımdan somut olayda olayın meydana geliş şekli ve davacıdaki yaralanmanın niteliği dikkate alındığında davacı için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir miktar daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan miktarlarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz nedenlerinin reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 20.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.