YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12490
KARAR NO : 2014/16690
KARAR TARİHİ : 24.11.2014
MAHKEMESİ : Kırşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 22/03/2013
NUMARASI : 2011/56-2013/156
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı A.. B.. vekili ve davalı G.. A… vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın 31/07/2008 tarihinde yaya müvekkiline çarparak yaralanmasına sebep olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile 25.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan (davalı G.. Sigorta AŞ yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte) müteselsilen, 70.000,00 TL manevi tazminatın davalı Adnan’dan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle maddi tazminat talebini 28.532,21 TL’ye yükseltmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna dayanılarak, kazada davalı sürücü Adnan’ın 3/8 oranında, davacı yayanın 5/8 oranında kusurlu olduğu, davacının %9,6 oranında malul kaldığı gerekçesiyle 28.532,21 TL maddi tazminatın davalılardan, 25.000,00 TL manevi tazminatın davalı Adnan’dan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı A.. B.. vekili ve davalı G.. A… vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Dava, trafik kazasında yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, TMK.’nun 4. Maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacının kusur oranı, olayın oluş şekli ve diğer hususlar gözetildiğinde takdir olunan manevi tazminatın bir miktar fazla olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
3)HUMK’nun 74. (HMK’nun 26) maddesi uyarınca, hakim taleple bağlı olup, talepten fazlasına karar verilemez. Davacı vekili dava dilekçesi ve ıslah dilekçesinde davalı G.. A..’den tazminatın dava tarihinden itibaren faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş olduğu halde, davalı sigorta şirketi yönünden hükmolunan tazminata kaza tarihinden itibaren faiz işletilmek suretiyle talep aşılarak hüküm kurulması da isabetli değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı A.. B.. yararına, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı G.. A… yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar Güneş Sigorta AŞ ve A.. B..’a geri verilmesine 24.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.