Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/12337 E. 2014/16071 K. 17.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12337
KARAR NO : 2014/16071
KARAR TARİHİ : 17.11.2014

MAHKEMESİ : Bahçe Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 06/12/2012
NUMARASI : 2010/110-2012/206

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların maliki ve sürücüsü olduğu aracın 02.06.2008 tarihinde müvekkilinin sevk ve idaresindeki araca çarpması nedeniyle müvekkilinin sol bacağını kaybettiğini, sağ bacağı ile ilgili tedaviye devam edildiğini ileri sürerek, 15.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, ceza davasında kesinleşen kusur durumuna göre davacının asli, davalı sürücünün tali kusurlu olduğu gerekçesiyle 6.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı C.. K..’un temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2)Davalı Ü.. Y..’ın temyiz itirazları incelendiğinde;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK hükümlerine göre, trafik kaydı “işleteni” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre olmamak kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının bulunmaması durumlarında, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan ekonomik yönden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.
Somut olayda, zarara neden olan 42 Y… plakalı aracın maliki davalı Ü.. Y..’ın aracı 1 yıl süre ile dava dışı D.. K..’a kiraladığı Konya Ereğli 1. Noterliğince düzenlenen 12.12.2007 tarihli taşıt kira sözleşmesinden anlaşılmaktadır. Ayrıca bu taşıt kira sözleşmesinde kira müddeti içinde meydana gelecek trafik kazalarından dolayı ödenecek her türlü maddi ve manevi tazminatların tamamen kiracıya ait olacağı da kararlaştırılmıştır. Dolayısıyla davalı Ü.. Y..’ın kira müddeti içinde meydana gelen trafik kazasında işleten sıfatı bulunmadığından hakkındaki davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile verilen karar doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı C.. K..’un temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı Ü.. Y..’ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 320,86 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı C.. K..’dan alınmasına 17.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.