YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12304
KARAR NO : 2014/6985
KARAR TARİHİ : 05.05.2014
MAHKEMESİ : İstanbul 20. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 01/07/2011
NUMARASI : 2010/313-2011/675
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili tarafından konut sigorta poliçesi ile sigortalanan dairenin 04.11.2009 tarihinde yağmur suları ile tıkanarak davalıya ait pis su gider borusundan geri tepen suların sirayeti nedeniyle hasara uğradığını, müvekkilinin sigortalısına 2.283,91 TL sigorta tazminatı ödediğini ileri sürerek 2.283,91 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, idarenin yağmur suyu ve yağmur suyu alt yapı tesislerinden kaynaklanan hasarlardan sorumlu olmadığını, yağmur suyu alt yapı tesislerinden ilgili belediyenin sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, ilgili belediyenin bakım ve gözetiminde bulunan yağmur suyu ve rögarının tıkanması nedeni ile meydana gelen zarardan İSKİ’nin kusurlu ve sorumlu olmadığı gerekçesiyle davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2560 sayılı İSKİ Kanunu’nun 25. maddesindeki “Yağmur sularının uzaklaştırılması ile ilgili tesislerin yapılması veya bu tip tesislerin işletilmesi, gerekli harcamalar ilgili belediyelerce karşılanmak şartıyla İSKİ tarafından yerine getirilir. Bu tesislerin yapılması veya işletilmesine ilişkin harcamalar tarifelere dahil edilmez” hükmü mahkemece yanlış yorumlanarak hasara ilişkin sorumluluğun ilgili Belediye Başkanlığına ait olduğu, davalı İSKİ’nin husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi doğru olmamıştır. Davalı ile ilgili belediye arasındaki iç ilişki sorumluluğu, zarar gören üçüncü kişi olan sigortalının halefi davacı sigorta şirketine karşı ileri sürülemeyeceğinden mülga 818 sayılı B.K’nun 58. maddesi uyarınca, bir bina veya imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazasındaki kusurdan dolayı sorumlu olmasına göre, kusursuz sorumluluğu bulunan davalının eylemi ile meydana gelen hasar arasında uygun illiyet bağı mevcut olduğundan davanın esasına girilerek tespit edilen hasar bedelinin davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 5.5.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.