Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/12250 E. 2014/15515 K. 10.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12250
KARAR NO : 2014/15515
KARAR TARİHİ : 10.11.2014

MAHKEMESİ : Ergani Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/02/2013
NUMARASI : 2011/207-2013/54

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili, davalının trafik (ZMSS) sigortacısı olduğu aracın karıştığı trafik kazasında karşı araç içinde yolcu olarak bulunan davacı Nuriye’nin eşi, diğer davacıların babası H.. K..’ın vefat ettiğini ileri sürerek, ıslahla birlikte davacı eş Nuriye için 52.419,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı, 3.000,00 TL cenaze/def’in gideri, davacı Kemal için 2.000,00 TL, diğer davacılar için 1.500,00’er TL destekten yoksun kalma tazminatının faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre, davanın davacı Nuriye için 52.419,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı, 3.000,00 TL cenaze/def’in gideri, davacı Kemal için 2.000,00 TL, davacılar Mustafa, Mehmet ve Nedime için 1.500,00’er TL destekten yoksun kalma tazminatı yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
1-) 6100 sayılı HMK.nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle HUMK.nun 427.maddesinde öngörülen temyiz kesinlik sınırı 1.1.2013 tarihinden itibaren 1.822,00 TL’ye çıkarılmıştır.
Somut olayda, davacılar Mustafa, Mehmet ve Nedime için ayrı ayrı 1.500,00’er TL maddi tazminat talebiyle açılan davada mahkemece 1.500,00’er TL tazminata kararı verilmiş olup, temyize konu karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden anılan her davacı yönünden kesin niteliktedir.
Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, davalı vekilinin anılan davacılar hakkındaki temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
2-) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin olayda hatır taşıması yapıldığı yönündeki yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının da reddi gerekmiştir.
3-) Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Mahkemece maddi tazminat yönünden yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; davalının dava açılmadan önce ve yargılama sırasında ödediği meblağlardan hangi hak sahibi yönünden ne miktarda ödeme yaptığı belirlenmiş değildir.
Buna göre; davalı sigorta şirketinin poliçe kapsamında dava açılmadan önce ve yargılama sırasında hangi hak sahibi için hangi zarar kalemi yönünden ne miktarda ödeme yaptığı hususu açıklattırıldıktan sonra, davadan önceki ödemelerin 15.11.2012 kök rapor tarihi itibariyle güncelleştirilmesi yapılarak, yargılama sırasındaki ödemelerin ise belirlenecek tazminattan mahsup edilmesi yönünden hesap bilirkişisinden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilemesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin davacılar Mustafa, Mehmet ve Nedime hakkındaki temyiz dilekçesinin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer davacılar yönünden yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 10.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.