YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12233
KARAR NO : 2013/15469
KARAR TARİHİ : 11.11.2013
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı … ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkiline ait araca, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın çarpması sonucu hasarlandığını, araçtaki hasarın mahkeme aracılığı ile tespit edildiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 4.240,00 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı işleten…’un vefat ettiğinin anlaşılması nedeniyle mirasçıları davaya dahil edilmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile 4.240,00 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davalı … Hesabına yönelik davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı … ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Hükmü temyiz eden davalı …’un, 25/07/2013 tarihli dilekçesi ile temyizden feragat ettiğini bildirdiği anlaşılmakla, temyiz isteminin feragat nedeniyle reddi gerekmiştir.
2-Davalı … Hesabının temyiz itirazlarına gelince;
6100 Sayılı HMK’nın 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
Somut olayda, mahkemece hüküm kurulurken 1. bentte, hükmedilen tazminatın davalılardan tahsiline denildikten sonra 2. bentte, davalı … yönünden davanın reddine yönelik hüküm kurulmuş, ardından yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretine ilişkin kurulan hükümlerde de davalı …’na yönelik dava reddedilmiş olmasına rağmen tüm davalıların sorumlu olduklarını belirtir şekilde karar verilmiştir. Buna göre, hüküm fıkrası taraflara yükletilen hak ve sorumluluklar yönünden açık olmayıp şüphe ve tereddüt uyandıracak nitelikte olduğu gibi bu yön yukarıda açıklanan yasa maddelerine de açık aykırılık oluşturmaktadır. Bu husus, bozma nedeni ise de; düzeltilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nun 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı …’un temyiz isteminin feragat nedeniyle REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının 1. bendinde, 3. bendinde, ve 6.bendinde yazılı “davalılardan”, 4.bendinde yazılı “davalıdan” ibaresinden önce gelmek üzere “davalı … dışındaki” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı … ve davalı …’na geri verilmesine 11/11/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.