Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/12115 E. 2014/18241 K. 11.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12115
KARAR NO : 2014/18241
KARAR TARİHİ : 11.12.2014

MAHKEMESİ : Gölpazarı Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/03/2013
NUMARASI : 2008/58-2013/9

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı Maliye Hazinesi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleteni, maliki ve sürücüsü olduğu araçla müvekkilerinin murisi Nazife’ye yaya olarak yolu geçmek istediği sırada çarparak vefatına neden olduğunu belirterek davacı için 60.000,00.-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalı H.. S.. vekili, meydana gelen kazada müteveffanın ağır kusurlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı B.. İ.. vekili, müvekkilinin işleten sıfatı ile sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı B.. V.. vekili, taraf sıfatlarının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalının % 20 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davalı sürücü H.. S.. yönünden kamu görevlisi aleyhine dava açılamayacağından, davalı B.. İ..’nin işleten sıfatının olmaması ve davalı B.. V..’nin tüzel kişiliğinin bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine, davacı için 12.000,00.-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile Hazineden
tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı Maliye Hazinesi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
a-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
b-Dava Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi (6098 sayılı TBK m. 56) gereğince manevi tazminat istemine ilişkindir.
5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 4. maddesi gereğince il teşkilatı başında valinin bulunduğu il idare şube başkanlarından meydana gelmektedir. Sözkonosu Yasa’nın 9. maddesinde ise Vali, ilde Devletin ve Hükümetin temsilcisi ve ayrı ayrı her Bakanın mümessili ve bunların idari ve siyasi yürütme vasıtasıdır. Bu bakımdan Vali Devlet Tüzel kişiliğini temsil yetkisine sahiptir.
Somut olayda mahkemece davalı olarak gösterilen B.. V.. yönünden tüzel kişiliğinin bulunmadığı gerekçesi ile dava reddedilmiş ise de Devlet Tüzel kişiliğini temsil yetkisine sahip Valilik makamının husumet ehliyetinin yani taraf sıfatının bulunduğunun kabulü ile davalı yönünden davanın esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirkin yazılı olduğu şekilde reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
c-Davacı vekilinin manevi tazminatın hükmedilen miktarına yönelik temyiz itirazının bozma gerekçesine göre şimdilik incelenmesine yer olmadığan karar verilmesi gerekmiştir.
2-Maliye Hazinesi vekilinin temyiz itirazları yönünden;
Davada davacı ve davalı olmak üzere iki taraf vardır. Mahkemeden, hakkının korunmasını isteyen davacı, bu hakkı inkar ya da ona tecavüz ettiği ileri sürelen de davalı olarak nitelenir. Bir davanın taraflarının kimler olduğu ise, dava dilekçesinde belirtilir. Demek ki, istemde bulunan kimsenin taraf olarak gösterdiği kişi usul hukuku yönünden taraftır. Eylemli olarak dava eden ve edilen, taraf sayılmıştır (KURU Baki, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. B., C. I, İstanbul 2001, s. 886).
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda yalnızca taraflara hak sağlanabilmesi ve yükümlülük yüklenmesi ile verilen hükmün
yalnızca davanın tarafları bakımından kesin hüküm teşkil etmesi nedeniyle davanın taraflarının belirlenmesi önem arz etmektedir.
Somut olayda davacı yanın dava dilekçesi başlığı, içeriği ve istem bölümleri incelendiğinde davalı olarak “Hazine” gösterilmediği ve ayrıca yargılama sırasında da HMK 124. maddesi gereğince davalı olarak davada yer almadığı anlaşılmaktadır. Buna karşın mahkemece Hazine aleyhine 12.000,00.-TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Bu bakımdan yukarıda yapılan açıklamalar ışığında davanın tarafı olmayan gerçek veya tüzel kişi aleyhine hüküm kurulamayacağı dikkate alındığında yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1-a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (1-b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (1-c) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 11.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.