Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/12044 E. 2014/16105 K. 17.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12044
KARAR NO : 2014/16105
KARAR TARİHİ : 17.11.2014

MAHKEMESİ : Çorlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/03/2013
NUMARASI : 2009/59-2013/128

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkilinin sürücüsü olduğu araç ile davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın çarpışması sonucu müvekkilin yaralandığını, malul kaldığını, tedavi gideri yapmak zorunda kaldığını belirterek şimdilik işgücü kaybı nedeniyle 500,00 TL, tedavi gideri 500,00 TL’nin davalılardan, 100.000,00 TL manevi tazminatın davalılar K.. T.. ve C.. T..’dan faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile işgücü kaybına yönelik tazminat taleplerini 66.182,92 TL’ye yükselttiklerini bildirmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 66.182,92 TL işgöremezlik tazminatı ile 147,95 TL tedavi giderinin kaza tarihinden (davalı sigorta şirketinin dava tarihinden) itibaren işleyecek yasal faizil ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 6.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizil ile birlikte davalılar K.. T.. ve C.. T..’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma zararının tazmini istemine yönelik maddi tazminat ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu yaralanma ve malul kalma nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacının daimi işgöremezlik oranı ve kusur oranları gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacı için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 17.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.