Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/11975 E. 2013/13798 K. 21.10.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11975
KARAR NO : 2013/13798
KARAR TARİHİ : 21.10.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın sebebiyet verdiği trafik kazasında davacıya ait araçta oluşan değer kaybı ve kira gelir kaybı zararının tahsili için davalılar aleyhine İstanbul Anadolu 18.İcra Müdürlüğünün 2012/3485 sayılı dosyasından yapılan icra takibine zamanaşımı, yetki ve borca itiraz nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek, 3.290,18 TL. alacak üzerinden yapılan takibe vaki itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, icra takip dosyasında borca itirazla birlikte icra dairesinin yetkisine de itiraz edildiğinden, bu durumda İİK’nun 50. maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisi inceleneceğinden, olayda haksız fiilin gerçekleştiği yer ile davalıların ikameti İzmir olup, İzmir İcra Daireleri yetkili bulunduğundan, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminatın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nun genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin 1. fıkrasında “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Aynı yasanın 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır.
Bir davada birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer.
Somut olayda, davacının davalı taraf aleyhine yaptığı icra takibinin davacı zarar görenin ikametinin bulunduğu yerde açılmış olmasına göre, mahkemece, davalı tarafın icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının reddi ile işin esasına girilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 21.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.