Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/11938 E. 2014/15522 K. 10.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11938
KARAR NO : 2014/15522
KARAR TARİHİ : 10.11.2014

MAHKEMESİ : İzmir(Kapatılan) 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 04/03/2013
NUMARASI : 2012/689-2013/106

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davalıya ait olup müvekkili şirkete trafik sigortalı aracın ehliyetsiz sürücü idaresindeyken sebebiyet verilen trafik kazasında, zarar gören 3.kişiye davacı tarafından tazminat ödendiğini, alacağın rücuen tahsili için davalı aleyhine İzmir 23.İcra Müdürlüğünün 2011/11428 sayılı dosyasından yapılan icra takibine itiraz nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek, 25.451,15 TL. asıl alacak üzerinden yapılan takibe vaki itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, yetki, görev ve esas yönünden davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, icra takibine itirazda icra dairesinin yetkisine de itiraz edildiğinden ve takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı anlaşıldığından itirazın iptali davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik sigorta poliçesi nedeniyle zarar gören 3.kişi için ödenen tazminatın sigortalıdan rücuen tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
İİK’nun 50/2. maddesinde yetki (icra müdürlüğünün yetkisi) itirazının esas hakkındaki itirazla birlikte yapılacağı hüküm altına alınmıştır. Bu hükümle yetki itirazının reddi halinde varsa borçlunun esasa yönelik itirazlarının da incelenmesine olanak sağlanarak zaman kaybının önüne geçilmesinin amaçlandığı açıktır.
Somut olayda, anılan takip dosyasında ilamsız takibe ilişkin ödeme emrinin 21.9.2012 tarihinde tebliği üzerine davalı borçlu takip dosyasına sunduğu 26.9.2012 tarihli dilekçesiyle (sadece) borca itiraz etmiş, bilahare itiraz süresi içinde bu defa 28.9.2012 tarihli 2. bir dilekçeyle (ayrıca) icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiğini bildirmiştir.
Buna göre, davalı borçlunun itiraz süresi içinde de olsa borca itirazından sonra ayrı bir dilekçeyle yetki itirazında bulunduğu açık olup, yukarıda açıklanan yasa hükmü karşısında icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı geçerli bulunmadığından, mahkemece işin esası yönünden varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 10.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.