Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/11929 E. 2014/15083 K. 04.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11929
KARAR NO : 2014/15083
KARAR TARİHİ : 04.11.2014

MAHKEMESİ : Karadeniz Ereğli 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/12/2012
NUMARASI : 2011/873-2012/1088

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davacı T.. F.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın müvekkillerinin işleteni ve sürücüsü olduğu araçla çarpışması sonucu meydana gelen kazada, davacı Tuncay’ın el bileklerinde kırık oluşacak şekilde yaralandığını, araçta hasar oluştuğunu belirterek; asıl davada 3.000 TL manevi, 1 TL maddi; birleştirilen davada 4.397 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün kusurunun olmadığını, manevi tazminat isteminin yasal dayanağının bulunmadığını öne sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, maddi tazminat istemi yönünden asıl ve birleştirilen davanın kabulü ile 4.397 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline; manevi tazminat davasının ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı T.. F.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı BK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olayda, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın kusurlu olarak neden olduğu kazada davacının her iki el bilek kemiğinde kırık oluştuğu, dosya kapsamındaki Karadeniz Ereğli Devlet Hastanesince düzenlenen 02.05.2005 tarihli doktor raporundan anlaşılmaktadır. O halde, mevcut yaralanmadan dolayı ve olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davalının sorumluluğun niteliği de göz önünde tutularak, davacı Tuncay için olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşecek şekilde hak ve nesafet kuralları çerçevesinde manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde manevi tazminat isteminin reddedilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı T.. F.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı T.. F..’a geri verilmesine 4.11.2014 günü oybirliğiyle karar verildi.