YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11902
KARAR NO : 2014/15516
KARAR TARİHİ : 10.11.2014
MAHKEMESİ : Kayseri 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 06/12/2010
NUMARASI : 2010/208-2010/583
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıya ait aracın sebebiyet verdiği kaza sonucu davacılar H.. Y.. ve B.. Y..’ın oğlu, diğer davacının kardeşi F.. Y..’ın vefat ettiğini ileri sürerek, ıslahla birlikte davacı Hamit için 1.066,48 TL, davacı Birsen için 1.757,88 TL, davacı Yeşim için 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile her davacı için 10.000,00’er TL manevi tazminatın yasal faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre, maddi tazminat talebinin davacı Hamit için 1.066,48 TL, davacı Birsen için 1.757,88 TL yönünden kabulüne, davacı Yeşim’in maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat taleplerinin davacı Hamit için 2.000,00 TL, davacı Birsen için 2.000,00 TL ve davacı Yeşim için 1.000,00 TL yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-) 6100 Sayılı HMK’nun geçici 3/2.maddesi delaletiyle 1086 Sayılı HUMK’nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2010 tarihinden itibaren 1.430,00 TL’na çıkarılmıştır.
Somut olayda, talep edilen maddi tazminat miktarı davacı Hamit için 1.066,48 TL, davacı Yeşim için 1.000,00 TL olduğundan ve temyize konu karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden hüküm bu davacılar yönünden kesin niteliktedir.
Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, davacılar vekilinin anılan davacılar hakkındaki temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
2-) Davacılar vekilinin davacı Birsen hakkında kurulan maddi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
3-) Davacılar vekilinin manevi tazminat talepleri hakkında kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
BK.’nın 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı BK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Mahkemece manevi tazminat talepleri yönünden yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; somut olayda, davalı tarafa ait aracın tali kusurlu olarak sebebiyet verdiği trafik kazasında davacı Hamit ve B.. Y..’ın oğlu, diğer davacının kardeşi 9 yaşındaki yaya Faruk Yalçın vefat etmiş olup, davacıların duyduğu acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davalının sorumluluğun niteliği de göz önünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşecek şekilde hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek oranda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan düşük manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin davacı Hamit ve Yeşim hakkındaki maddi tazminata yönelik temyiz dilekçesinin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı Birsen için hükmedilen maddi tazminat yönünden yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının REDDİNE, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 10.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.