Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/11823 E. 2014/14938 K. 03.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11823
KARAR NO : 2014/14938
KARAR TARİHİ : 03.11.2014

MAHKEMESİ : Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 15/11/2012
NUMARASI : 2003/763-2012/469

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili dava dilekçesi ile talep sonucuna ilişkin yargılama sırasındaki açıklamalarında; davalıya ait aracın davacı küçük yaya Arzu’ya çarparak ağır derecede yaralanmasına sebebiyet verdiğini, kazanın davacı küçük (Arzu’nun kardeşi) N.. B..’un gözü önünde gerçekleştiğini, olay sebebiyle davacı anne ve baba ile davacı küçüklerin maddi ve manevi zarara uğradıklarını ileri sürerek, 50,00 TL taksi ücreti ile 450,00 TL tedavi gideri zararı olmak üzere toplam 500,00 TL maddi tazminat ile her davacı için 4.000,00’er TL olmak üzere toplam 16.000,00 TL manevi tazminatın faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, bilahare; taksi ücretine ilişkin taleplerinden vazgeçtiklerini bildirmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili, asıl davanın reddi gerektiğini savunmuş, karşı dava olarak 2.000,00 TL araç hasar bedeli ile 4.000,00 TL manevi tazminatın davacı-karşı davalı H.. C..’tan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre, asıl davada; yol (taksi) masrafı yönünden açılan davanın vazgeçme nedeniyle, davacıların diğer maddi ve manevi tazminat taleplerinin ise sabit görülmediğinden reddine, karşı davada; 301,88 TL hasar bedelinin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davacı-karşı davalı H.. C..’tan tahsiline, fazla istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-)Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin maddi tazminat talebi yönünden yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-)Karşı davada davacı taraf aleyhine hükmedilen maddi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
6100 sayılı HMK.nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle HUMK.nun 427. (HMK 341 ve 361.) maddesinde öngörülen temyiz kesinlik sınırı 1.1.2012 tarihinden itibaren 1.690,00 TL’ye çıkarılmıştır.
Somut olayda, davacılar vekili aleyhe hükmedilen 301,88 TL maddi tazminat yönünden hükmü temyiz etmektedir.
Temyize konu karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
3-)Davacılar vekilinin manevi tazminat talebine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
BK.’nın 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı BK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olayda, davalıya ait araç kusurlu olarak beş yaşındaki küçük davacı yaya Arzu’ya çarparak 25 gün iş ve güçten kalacak ve hayati tehlike oluşturacak derecede yaralanmasına ve uzun süre hastanede yatarak tedavi görmesine sebebiyet vermiş, kaza davacı Arzu’nun kardeşi davacı küçük N.. B..’un gözü önünde gerçekleşmiş olup, olay sebebiyle davacı küçükler ile davacı anne ve babanın üzülüp acı ve elem duyması kaçınılmazdır. O halde, davacıların dava konusu olaydan kaynaklanan manevi zararların kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davalı tarafın sorumluluğun niteliği de göz önünde tutularak olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşecek şekilde hak ve nesafet kuralları çerçevesinde uygun miktarlarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken taleplerin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ; Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin maddi tazminat talepleri yönünden yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, aleyhe hükmedilen maddi tazminat yönünden mahkeme hükmünün temyiz edilen kısım için kesin olması nedeniyle reddine, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin manevi tazminat talepleri hakkındaki temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 03.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.