YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11820
KARAR NO : 2014/16054
KARAR TARİHİ : 17.11.2014
MAHKEMESİ : Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/11/2012
NUMARASI : 2010/121-2012/443
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kımen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik (ZMSS) sigortacısı olduğu aracın davacıya çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek, şimdilik 40.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan, 20.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün davacı vekili ile bir kısım davalı vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 02.6.2009 tarihli bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiş, davacı vekili 22.11.2011 tarihli dilekçesiyle maddi tazminat taleplerini bilirkişi raporu doğrultusunda 61.389,11 TL olarak ıslah ettiklerini bildirmiş, yapılan yargılama sonunda; davacının maddi tazminat talebinin 40.000,00 TL yönünden kabulüne, ıslah edilen fazla miktarın reddine, manevi tazminat talebinin ise 5.000,00 TL yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-)Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, Yargıtay’ın istikrar bulmuş uygulamalarına göre bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-)Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde;
BK.’nın 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı BK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Mahkemece davacının manevi tazminat talebi yönünden yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; somut olayda, davalı tarafa ait aracın tali kusurlu olarak sebebiyet verdiği trafik kazasında davacı yaya ağır derecede yaralanmış, ameliyatlar geçirmiş ve Adli Tıp Raporuna göre % 100 oranında maluliyete uğramıştır. O halde, davacının olay nedeniyle duyduğu acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davalının sorumluluğun niteliği de göz önünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşecek şekilde hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek oranda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan düşük manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 17.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.