Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/11815 E. 2014/16754 K. 24.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11815
KARAR NO : 2014/16754
KARAR TARİHİ : 24.11.2014

MAHKEMESİ : Kozan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 22/04/2013
NUMARASI : 2010/247-2013/286

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; davalının işleteni ve sürücüsü olduğu aracın 7.6.2006 tarihinde müvekkillerinin murisi İbrahim’e çarparak ölümüne neden olduğunu belirterek, davacı eş Sebiha ve engelli çocuk Mustafa için 500’er TL maddi, 3.000’er TL manevi; Selime, Üzeyir ve Hasan için 3.000’er TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; zamanaşımı süresinin dolduğunu, kazanın meydana gelmesinde davacıların desteğinin asli kusurlu olduğunu, müvekkilinin zorunlu mali sorumluluk sigortacısı tarafından davacılara ödeme yapıldığını, SGK tarafından gelir bağlandığını, müvekkilinin davacılara kaza sonrasında 10.000 TL ödeme yaptığını, manevi tazminat isteminin haksız olduğunu öne sürerek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davacı Sebiha’nın 10.758,80 TL maddi, 3.000 TL manevi toplam 13.758,80 TL olan tazminat isteminin davalı tarafından ödenen 10.000 TL’nin güncellenmiş değeri olan 16.000 TL’nin altında kaldığı, davacının talep edebileceği miktarın bulunmadığı gerekçesiyle maddi ve manevi tazminat davasının reddine, davacı Mustafa’nın maddi tazminat davasının reddine, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, Mustafa, Selime, Üzeyir ve Hasan için 750’şer TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmiş; karar, davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm; davacılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Hükme esas alınan 02.04.2013 tarihli bilirkişi raporunda, davacı Mustafa’ya SGK tarafından bağlanan özürlü maaşı hesaplanan tazminattan mahsup edilmiş ve sonuç olarak davacı Mustafa için bakiye tazminat alacağı kalmadığı gerekçesiyle davacının bu talebi reddedilmiştir. Oysa, davacıya bağlanan aylık peşin sermaye değeri hesaplanmayan ve rücuya tabi olmayan aylıklardandır. Bu nedenle, hesaplanan tazminattan mahsup edilmesi mümkün olmayıp, bu şekilde hesaplama yapan eksik ve hatalı bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar Mustafa, Selime, Üzeyir ve Hasan için takdir olunan manevi tazminatın çok düşük olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm; davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 145,43 TL kalan harcın temyiz eden davalıdan alınmasına ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 24.11.2014 günü oybirliğiyle karar verildi.