Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/11654 E. 2014/14993 K. 03.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11654
KARAR NO : 2014/14993
KARAR TARİHİ : 03.11.2014

MAHKEMESİ : Aydın 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/04/2013
NUMARASI : 2007/149-2013/201

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili, davalının sürücüsü olduğu aracın, müvekkillerinin çocuğu olan S.. U..’a çarparak ölümüne neden olduğunu belirterek davacıların her biri için 50.000,00 TL manevi, 10.000,00 TL maddi olmak üzere toplam 120.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah dilekçesi ile davacı F.. U.. için talep edilen maddi tazminat miktarını 36.721,80 TL’ye yükselttiklerini bildirmiştir.
Davalı vekili, kazanın oluşumunda müvekkilinin kusurunun bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacıların maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile davacı F.. U.. için 36.721,80 TL, davacı E.. U.. için 1.771,90 TL maddi tazminatın davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine, davacı F.. U.. için belirlenen maddi tazminatın 10.000,00 TL’si için, davacı E.. U.. için belirlenen maddi tazminatın tamamı için 09/07/2006 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, davalı tarafından dava açıldıktan sonra davacılara ödenen 38.493,74 TL’nin ödenecek toplam miktardan mahsubuna, fazlaya ilişkin maddi tazminat isteminin reddine, davacıların manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile davacı F.. U.. için 10.000,00 TL, davacı E.. U.. için 10.000,00 TL manevi tazminatın 09/07/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma zararının tazmini istemine yönelik maddi tazminat ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu evladın ölümü nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın meydana geliş şekli, davalıların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları da gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacılar için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
2-Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. O halde, davacı F.. U.. yönünden ıslahla birlikte talep edilen tazminatın tamamı için olay tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 3.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.